Haberler:

[move]Türkiye'nin Elektronik ve Metal Dedektörlerini Buluşturan İlk Sitesi Teknoloji Ekibi'ne Hoş Geldiniz.[/move]

Ana Menü

Dedektörlerde Zaman içinde Neler Değişti

Başlatan onur600, 17 Temmuz 2014, 03:18:45

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

onur600

Merhaba arkadaşlar;
Başlıktan da anlaşıldığı gibi uzun yıllardır var olan dedektör sistemlerinde özellikle pulse sistemlerde ne kadar ilerleme oldu,bize ne kazandırdı...
(Mesafe artışı,ayrım ve görüntü oluşturma ekseninde. Kaporta haricinde)
Çoğu insanın kullanım amacı define bulmak olan bu cihazlar ne kadar iş yaptı?


Öncelikle sizlerden yorum bekliyorum.Ben detaylı bir yazı yazacağım...
Saygılar.
Linkback: Dedektörlerde Zaman içinde Neler Değişti
LÜZUMSUZ İSE SÖNDÜR...

Delilik, şüphesiz aptallıktan daha iyidir...

galaksi

1982 yılında Garret dedektörünün el kitabını türkçeye çevirmiştim.
Kitaptan aklımda kalan en önemli notlardan biri:
" 50 saat masa başı deneme yapmadan araziye çıkmayınız."
Evet aynen bu yazılıydı. Günde 2 saat çalışmış olsan 50 gün yaklaşık 2 ay eğitim demekti bu.
O günden bu güne değişen bir şey olmadı. Makinayı satın alan hemen araziye çıkıyor. Ve aldığı tek şey temiz hava..
Bir çok arkadaş eminim ki cihazdaki hangi düğme ne işe yarar öğrenmeden masa başı testler yapmadan kullanmaya çalışıyor.
Önemli olan makinanın dilinden anlamak.
" Çocuğu olanlar iyi bilir. Çocuğun ağlamasından... Hasta mı ,  karnı acıktı mı"
Cihazları gözü kapalı kulanabilecek kıvama gelmeden araziye çıkmanızı tavsiye etmem.
Yılların değiştirdiği tek şey süs oldu.
Analog ibre vardı... Digital display oldu...
Bunlar kullanıcı için kolaylıklar sağladı. Okumasını sevenlere....
Vlf, Pi yıllardır var.
İlk yıllarda satılan cihazlarda 4 - 6 meter derinlik yazıyor.
Okuya okuya anladım ki bu değer ideal toprakta ideal ortamda ve uçak kadar büyük metal olmalıydı..
Tüketiyi koruma kanunu çıkınca kitapçıklar akıllandı.....
Bence 1 TL 30 - 40 cm den ve teneke kolayı 80 cm den bulan dedektörler en iyi dedektördür.
Ayırım olması daha güzel olur.
Esas elenmesi gereken minerallerdir. Metal değil. yan yana iki metal sizi aldatabilir.
Yukarıdaki kitapta da bundan örnekler verilmekteydi.
Demir tozu ile demirin, bakır tozu ile bakırın farkını masada test ederek öğrenin.

3 - 5 - 10 mt de odayı, lahiti tespit edebilen diğer arama cihazları çok riskli...
birinci mezar kazmak kanunen çok büyük cezası var.
ikinci mezar boş çıkabilir.
üçüncü Derinlik artıkça yakalanma şansınız artar.
Düşüncelerim şimdilik bunlar..

YAK

      Bu konuda iki kelimede ben yazmak isterim.1982 de yayınlanan elo elektronik dergilerindeki ''metal arama aletlerine toplu bakış'' adlı yazıda dedektör sistemleri anlatılmaktadır.Buradaki PI dedektör sistemlerinde ayrım olmayacağı yazılı.Fakat şimdi biliyoruzki PI da ayrım var.PI tekniği yıllardır genel prensip olarak aynı tekniği kullanıyor fazla değişmedi.Fakat zamanla hızlı ölçüm alan dijital sinyal sistemleri sayesinde daha ayrıntılı bilgiler alınmaktadır.VLF tekniğindede genelde kullanılan sinüs sinyali yerine kodlanmış kare dalga kullanılarak daha ayrıntılı ayrım yapılmaktadır.en büyük gelişme radarın toprak altı görüntülemesinde kullanılması sonucu 3D görüntü veren sistemler oluşmuştur.
örnekler artırılabilir.iyi çalışmalar.

galaksi

3D sistemlerinin abartıldığına inanıyorum. Çünkü 2D olan sinyalin 3D olarak gösterilmesi afaki gösterimdir. ^D olabilmesi için sinyalin cisme ulaşıp geri dönüş anının da çok hassas ölçüle bilmesi gerekmektedir. Bu mevcut sistemlerde dama tahtası gibi kazık çakılarak yer altının geçirgenliği yapılarak mümkündür. Bunu bazı üniversilerde kullananlar var. Diğer piyasada bulunanlar ise Delta Pulse mantığıyla çalışmakta bobinin alt kısmındaki değişimi algılamaktadır. Bu da Var - Yok olarak değerlendirilmekte yani kısaca 2D dir. 2D alınan sinyali Karadağ ustanın GLCD ekranlı DP3 de uyguladığı gibi boşluk varmı yokmu gibi ekrana aktarılmaktadır. Bu boşluğun zeminden ne kadar altta olduğu bilgisi bobinin çapına göre değişkenlik arzetmektedir. Aynı şekilde 1 cm çaplı 20 cm derinlikteki metalle, 2 cm çaptaki 40 cm derinlikteki metalin birbirine yakın değişim yapmaktadır. İki metal aynı seviyede olduğunda ise sinyal şiddeti ve süresi farklı olmaktadır. Sinyalin gönderilişi ile alışı arasındaki zaman ölçülmeden, ( bu zamanın yarısına göre derinlik hesap edilebilir), Kullanılan frekans bilinmeden derinlik tespit edilemez. yani 3D olmaz. DP da bulunan Noise potunun konumuna bağlı derin algılama farklı olacaktır. İnşallah hızlı işlemcilerle ve düşüncelerle bunlar aşılabilir.
Maksadım iyi neticelere ulaşmak.. Birilerini rencide ettiysem özür dilerim.
Hatam varsa vereceğiniz bilgilerle hatamı düzeltirim.
" Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir."
İyi çalışmalar..

onur600

#4
İnternet sıkıntım dan dolayı yorumlarınıza teşekkür edemedim arkadaşlar kb.
Genel olarak yazılması gerekenleri yamışsınız aslında bende kısaca dücüncemi ifade edeyim.

Değişen tek şey cihazların anolag yükten kurtulup dijital hale dönüşmesi...
Evet bunun kullanıcıya getirdiği pratik kullanım haricinde değişen pek bir şey bence yok...
Daha fazlada üzerine bir şey konacağını sanmıyorum.(özellikle pı lerde yani derin avcılıkta)
Bence artık sistem değiştirmenin zamanı gelmiştir...Kafa yorulması gerekir,eğer toprakla haşir,neşir seniz!!!
Şöyle bir algı oluşmasın PI lerle bişe bulamassınız gibi.Valla bulan buluyor  ;D
Saygılar.
LÜZUMSUZ İSE SÖNDÜR...

Delilik, şüphesiz aptallıktan daha iyidir...

UNIQUE - TA5DF

TA5DF

onur600

Devam edeceğiz arkadaşlar, şu net sorunu nu  çözebilirsem...
Saygılar.
LÜZUMSUZ İSE SÖNDÜR...

Delilik, şüphesiz aptallıktan daha iyidir...

pro-TR

slm arkadaşlar
bir konu üzerinde biraz kafa yormak adına sesli düşünüp, delilik seviyesinde fikir almak istiyorum.konuyu nereye açacağımı bilemediğimden rastgele bir yer seçmek istedim, oda buraya denk geldi.  :D


Yıllardır dedektör yapıyoruz, kah PI, kah VLF. yaptığımız dedektörler masa başında mükemmel çalışıyor.(ben pulseci olduğum için pulse ağırlıklı konuşacağım). bazen yaptığım dedektörü masabaşında çalıştırıp, sinyal değerlerini ekrana yazdığımda ve bu dedektörü saatlerce çalışır vaziyette bıraktığımda ekrandaki değerlerin 1 adc değişmediğini, çok çok stabil olduğunu ve hatta bu aylarda UFO tabiri ile bilinen ısıtıcımı çalıştırdığımda dahi değerlerde oynama olmuyor. bazen ekranmı dondu diye metal yaklaştırıp o meşhur algılama sesini hoparlörden duyuyorum. yani devre stabil çalışıyor. film buraya kadar mükemmel, ne zaman başlığı hareket ettirdiniz o zaman kabuslar başlıyor. şu 50hz şebeke paraziti vs varya hepsi hikaye, sorunun kaynağı ortamdaki manyetik yoğunluk. lisedeki coğrafya derslerimizden hatırlayalım. topografik harita gibi oramdaki manyetik alanlar ve çevresel metallerin başlıktaki indüklenmesi ile değerler tepe takla oluyor. bunu aşmak adına neler denemedik neler...


şimdi şapkamızı önümüze alıp, ya bu dedektörlerle arazide başlığı sabit tutup araziyi başlığa yanaştırarak metalleri tespit ettireceğiz. Ki ben bunun fiziksel olarak olabilirliğini hayal edecek kadar sıyıramadım. ya da elimizdeki başlığı arazi şartlarına uyum sağlatacağız. karadağ ve uykusuz ustaların dedektör + magnetometre devrelerini ortaklaşa çalıştırma fikirlerinden yola çıkarak, dedektör başlığımıza ilaveler yapmamız gerekiyor. hatta uykusuz usta usta bu sitede yıllar önce two coil PI denemeler yapmıştı adına da farksal bobin devresi deniyordu o zamanlar, yarım yamalak hatırlıyorum herneyse...
bir ara başlığa hareket sensörü ekleyip başlığın hareket hızına bağlı olarak incelenen sinyali biraz daha farklı yorumlatabilirmiyim diye düşündüm. başlığın hareket bilgisi ile okunan sinyal özdeşleştirilip stabilite artırılabilir diye düşündüm ama geliştiremedim. çift başlık sistemini denedim olmuyor değil. ancak onunda belirli kıstasları var, stabiliteye etkisi kısmen var.
sonuç olarak arkadaşlar mesafe dediğimiz olay tamamen stabilite ile alakalı bir durumdur. bu tezimi doğrulayacak önermem de, malum dedektörcülerin bazıları özellikle analog dedektörü tercih ederler, delta pulse, dbp2010, superscan vs bunların özellikleri okudukları değerleri direk sese verirler, buda arazide taşa, toprağa minerale ötme vs olarak bize geri döner. yazılımsal olarak kullanılanların mesafesi kısmen düşük olma nedeni okunan değeri sese vermeden önce kullandıkları yazılımsal filtreler sayesindedir.


bu konuda uçuk ama mantığa yakın fikirlerinizi bekliyorum. dalga geçecek arkadaşların lütfen sayfayı kirletmemesi dileğimle...
Güzeli güzel yapan EDEBTİR,
Edeb güzeli sevmeye SEBEBTİR...

"Rufailer giyer pembe kırmızı
Tacının üstünde nurdan yıldızı
Evlatları tutar şişi ateşi, közü
Bülbül güle hayran ben de şeyhime"

onur600


Evet ustam size katılıyorum,50hz in devreye bir etkisi yok.Ufo nun çalışmasıda, cihazda bir anamollik oluşturmaz.Ancak çalışan cihaz endüktif
bir yük ise cihaza mesafeye bağlı olarak etki edebilir.
Arazide y.g. hatlarından kaçışın sebebi hz. değil bobine olan endüktif etkidir...


Gelelim tasarımlara, şahsi deneyimlerim;tüm pulse sistemler için sorun olan bu hayali(özellikle büyük başlıklarda)az yada çok ötmelerin üstesinden nasıl gelineceğini sanırım dahaca tam başarmış bir tasarıma malesef denk gelemedik.
Belki taa en baştan sadece büyük başlıkla çalışan bir tasarım yapmak gerecek.İlla bobin kullanılacaksa.


Cihazlarımız kütle analazi yapabilirse bir şeylerin akışı değişebilir...
LÜZUMSUZ İSE SÖNDÜR...

Delilik, şüphesiz aptallıktan daha iyidir...

Mustafa-


ustam devreye 3 kanal ayrı ayrı kazançlara sahip 3 sönüm eğrisini değerlendiren bir işlem yaptırsan...



1. kanal opamp kazancı çok yüksek
2. kanal opamp kazancı yüksek
3. kanal opamp kazancı normal

1. kanal mineral ve  toprak tipini yapısını inceleyecek... (ve 2. kanalın algoritmasına değer atayacak)


2. kanal ise maksimum derinlik için algılama yapacak...


3. kanal ise değerli metal tipini ayrımı tespit edecek...





birde bobin başlık tipine göre pulse gönderme gücünü otomatik ile ilişkilendirmek lazım...


25cm başlığımı toprağa 20cm yaklaştırdım opamp saturyasyona doyuma hangi pulse gönderme gücünde giriyorsa gönderme pulse süresini tespitedip kullanacak.


yada DAC kontrollü opampın biasını ofsetini otomatik dengeliyecek...

pro-TR

@mustafa ustam
söylediklerini denedim devreye katkısı yok, yani stabiliteye katkısı yok. bir örnekle açıklayayım istersen
devrede aynı sinyali 3 farklı kazançla inceleyelim.


1. opamp katında gain= 500 kat
2. opampta =300 kat
3. opampta 100 kat


1. sinyal de 5 birimlik değişim olduğunda
2. sinyalde 500/300 1,6 birim değişir
3. sinyalde 500/100 1 birim değişir


eğer 1. sinyalde 1 birimlik değişim olduğunu düşünürsek 2. ve 3 sinyallerde bir etki olmayacaktır. dac ile offset vs ise sinyalin kalibrasyonu ile alakalı bir durum. oysa ben yukarıda anlattığım şekli ile bir devreyi 3 saat aralıksız çalıştırdığımda hiç bir işlem yapmayayım sinyalden aldığım adc değerinde 1 birim dahi oynama olmuyor, yani stabilite boşta iken tamam
Güzeli güzel yapan EDEBTİR,
Edeb güzeli sevmeye SEBEBTİR...

"Rufailer giyer pembe kırmızı
Tacının üstünde nurdan yıldızı
Evlatları tutar şişi ateşi, közü
Bülbül güle hayran ben de şeyhime"

pro-TR

Alıntı yapılan: onur600 - 11 Ocak 2015, 12:50:02

Evet ustam size katılıyorum,50hz in devreye bir etkisi yok.Ufo nun çalışmasıda, cihazda bir anamollik oluşturmaz.Ancak çalışan cihaz endüktif
bir yük ise cihaza mesafeye bağlı olarak etki edebilir.
Arazide y.g. hatlarından kaçışın sebebi hz. değil bobine olan endüktif etkidir...


Gelelim tasarımlara, şahsi deneyimlerim;tüm pulse sistemler için sorun olan bu hayali(özellikle büyük başlıklarda)az yada çok ötmelerin üstesinden nasıl gelineceğini sanırım dahaca tam başarmış bir tasarıma malesef denk gelemedik.
Belki taa en baştan sadece büyük başlıkla çalışan bir tasarım yapmak gerecek.İlla bobin kullanılacaksa.


Cihazlarımız kütle analazi yapabilirse bir şeylerin akışı değişebilir...

onur usta pulse sistemde başlık bobinden başka türlü olmaz, olsa da ben bilmiyorum. cihazın kütle analizi yapması derken bu kısmı anlayamadım. büyük başlık olayına gelince büyük başlık değerlerine göre küçük başlıkta yapılabilir. mesele başlık ebatı değil bence,

şimdi dedektörlerde özellikle işlemcili devrelerde sistem boşta iken belki 100 belki 1000 kez sönümden sinyaller alınır. alınan sinyalin stabilitesi sağlandıktan sonra bu değer toprak değeri olarak hafızaya kaydedilir. arama moduna geçtiğinde de sürekli okunan sinyal değeri hafızadaki toprak değerinden çıkartılır. çıkan sonuç eğer anlık okunan değer büyükse başlık metal algıladı, yok küçükse boşluk algıladı, bütün mantık kabaca böyledir. iş bu noktada derinlik babında fark sinyali ortalama 10-20 adc değerinde iş bitiyor. yani aradaki farkın 50 olmasının bir anlamı yoktur. haaa bu dijital için geçerlide analogta farklı mıdır? hayır. örneği analog için verecek olursak delta pulse de tsr-hold potumuz vardır. bu potla biz tık jeneratoru (555 li ses katı) tık tık tık yaptırıyoruz, yani en hassas eşik seviyesine. sönümden gelen artış neticesi tsr hold potunun diğer ucundan akan voltaj ile tık jeneratorune voltajı verdiğimiz anda delta pulse algılamaya başlıyor. yani yöntem ve sonuç aynı sadece uygulama farklı...
Güzeli güzel yapan EDEBTİR,
Edeb güzeli sevmeye SEBEBTİR...

"Rufailer giyer pembe kırmızı
Tacının üstünde nurdan yıldızı
Evlatları tutar şişi ateşi, közü
Bülbül güle hayran ben de şeyhime"

Karadağ

Alıntı yapılan: pro-TR - 11 Ocak 2015, 13:34:50
@mustafa ustam
söylediklerini denedim devreye katkısı yok, yani stabiliteye katkısı yok. bir örnekle açıklayayım istersen
devrede aynı sinyali 3 farklı kazançla inceleyelim.


1. opamp katında gain= 500 kat
2. opampta =300 kat
3. opampta 100 kat


1. sinyal de 5 birimlik değişim olduğunda
2. sinyalde 500/300 1,6 birim değişir
3. sinyalde 500/100 1 birim değişir


eğer 1. sinyalde 1 birimlik değişim olduğunu düşünürsek 2. ve 3 sinyallerde bir etki olmayacaktır. dac ile offset vs ise sinyalin kalibrasyonu ile alakalı bir durum. oysa ben yukarıda anlattığım şekli ile bir devreyi 3 saat aralıksız çalıştırdığımda hiç bir işlem yapmayayım sinyalden aldığım adc değerinde 1 birim dahi oynama olmuyor, yani stabilite boşta iken tamam

Pro-TR,

Farklı güçlerde çalışan çoklu dedektör mantığını denedin mi?
insanlar sizi eskisi gibi kullanmadıklarında değiştiğinizi söylerler...

Eğer bir aptala laf anlatmaya çalışırsan dışarıdan bakanlar iki aptalın sohbet ettiğini sanırlar.

Kamburlar ülkesinde sırtı düze sakat denir.

onur600

Uzun,uzun yazmadan benim öğrendiğim tek şey bunlar;
Elimizde bir manyetik alan avcısıyla araziye çıkarsak,toprak her zaman öndedir...
Her halükarda cihaz dolaştıkça öter.Gerisi tecrübeye kalır.
LÜZUMSUZ İSE SÖNDÜR...

Delilik, şüphesiz aptallıktan daha iyidir...

onur600

Alıntı yapılan: pro-TR - 11 Ocak 2015, 13:44:31
Alıntı yapılan: onur600 - 11 Ocak 2015, 12:50:02

Evet ustam size katılıyorum,50hz in devreye bir etkisi yok.Ufo nun çalışmasıda, cihazda bir anamollik oluşturmaz.Ancak çalışan cihaz endüktif
bir yük ise cihaza mesafeye bağlı olarak etki edebilir.
Arazide y.g. hatlarından kaçışın sebebi hz. değil bobine olan endüktif etkidir...


Gelelim tasarımlara, şahsi deneyimlerim;tüm pulse sistemler için sorun olan bu hayali(özellikle büyük başlıklarda)az yada çok ötmelerin üstesinden nasıl gelineceğini sanırım dahaca tam başarmış bir tasarıma malesef denk gelemedik.
Belki taa en baştan sadece büyük başlıkla çalışan bir tasarım yapmak gerecek.İlla bobin kullanılacaksa.


Cihazlarımız kütle analazi yapabilirse bir şeylerin akışı değişebilir...

onur usta pulse sistemde başlık bobinden başka türlü olmaz, olsa da ben bilmiyorum. cihazın kütle analizi yapması derken bu kısmı anlayamadım. büyük başlık olayına gelince büyük başlık değerlerine göre küçük başlıkta yapılabilir. mesele başlık ebatı değil bence,

şimdi dedektörlerde özellikle işlemcili devrelerde sistem boşta iken belki 100 belki 1000 kez sönümden sinyaller alınır. alınan sinyalin stabilitesi sağlandıktan sonra bu değer toprak değeri olarak hafızaya kaydedilir. arama moduna geçtiğinde de sürekli okunan sinyal değeri hafızadaki toprak değerinden çıkartılır. çıkan sonuç eğer anlık okunan değer büyükse başlık metal algıladı, yok küçükse boşluk algıladı, bütün mantık kabaca böyledir. iş bu noktada derinlik babında fark sinyali ortalama 10-20 adc değerinde iş bitiyor. yani aradaki farkın 50 olmasının bir anlamı yoktur. haaa bu dijital için geçerlide analogta farklı mıdır? hayır. örneği analog için verecek olursak delta pulse de tsr-hold potumuz vardır. bu potla biz tık jeneratoru (555 li ses katı) tık tık tık yaptırıyoruz, yani en hassas eşik seviyesine. sönümden gelen artış neticesi tsr hold potunun diğer ucundan akan voltaj ile tık jeneratorune voltajı verdiğimiz anda delta pulse algılamaya başlıyor. yani yöntem ve sonuç aynı sadece uygulama farklı...
Ustam tabiki de başlık bobinden oluşur.Ancak bunun tasarımı kişiye kalmıştır.
Örn.Manyometrede de ölçme bobinle yapılıyor biliyorsunuz.Kütle tesbitinde ki kasıt ta buna benzer bir yöntem,ilavedir.
Küçük başlıklar büyüklere nazaran daha tutarlı tepki verirler.Bu gün bit avcısı pulseler var.Ben bunu bizzat yapmıştım.
Ancak büyük başlıkta alan büyüdükçe iş zorlaşıyor ister adına lorenz desinler ister delta pulse.

Masa başında çalışan cihazı ben 60 model arabaya benzetiyorum asfalt düz yolda sıkıntı yok.Ama yol değiştimi başlıyor sorunlar.
Araçda ciddi bir modifiye gereksinimi vardır.
O nedenle bu hayali ötmeler ne 100lerce sönüm eğrileriyle nede örnekleme noktalarının çoğaltılmasıyla bişey elde edilmez.
Arazi şartları stabil olmayacağı için siz bir adım attıkça düşmanımız iki adım atacaktır.

LÜZUMSUZ İSE SÖNDÜR...

Delilik, şüphesiz aptallıktan daha iyidir...

pro-TR







Pro-TR,


Farklı güçlerde çalışan çoklu dedektör mantığını denedin mi?



karadağ ustam geçen hafta mono bir başlıkla 154 hertzde 5 farklı puls de deneme yaptım. bunlar 100 uS, 200uS,300uS,400 uS ve 500uS olarak.
her pulsden okuduğum sinyalleri farklı isimlerde ekrana bastırdım. gördüğüm olay şu; az önce mustafanın farklı opamp kazançları teorisi ile aşağı yukarı aynı sadece farkı 400 lük ve 500 lük pulseler aynıydı, yani puls süresi belirli bir noktadan sonra farketmiyor. tabi bu durum çöpe atılmamalı değerlendirilebilir. ama tek başına bir anlam ifade etmiyor.
dün gece mustafa ile skype de biraz lafladık, konumuz stabiliteydi. sorunum stabilite, yazılımsal olarak çok farklı denemelerimde oldu, denediklerim arasında belirli peryodlarda anlık okunan sinyal ile hafızadaki toprak sinyalini karşılaştırıp, eğer anlık sinyal toprak sinyalinden büyükse, anlık sinyali 1 birim düşür, yok tersi ise 1 birim artır dedirttim kısmen işe yarıyor, hatta bu artırma ve eksiltme işlemlerinin peryodlarını da değiştirdim. sonuç tek başına işe yaramıyor. size saçma gelebilir belki ama başlık içerisine şöyle bir devre yapmayıda düşündüm.



ve hatta direnc nette 7 tl ye satılan bu sensörü de denemek isterim aslında



burada amacım başlık arazide hareket ettiğinde anlık okunan adc değerlerini başlığın hareket hızına veya konumuna göre yeniden değerlendirmek faydalı olabileceğini düşünüyorum. tabi bunlar şimdilik sadece düşünce, düşüncem biraz daha geliştirilebilirse uygulama yapabilirim. zaten konuyu paylaşmaktan maksat sizden fikir almak...


bu arada çift başlık işinide denediğimde iç içe girmiş başlığın farklı puls vermekle veya farklı opamp kazançlı devreden fazlaca farkı yok, ancak başlıklar birbirinden ayrı düşünülürse işe yarıyor, definecilerin tabiri ile kartal başlıklı olursa iş yapıyor..
Güzeli güzel yapan EDEBTİR,
Edeb güzeli sevmeye SEBEBTİR...

"Rufailer giyer pembe kırmızı
Tacının üstünde nurdan yıldızı
Evlatları tutar şişi ateşi, közü
Bülbül güle hayran ben de şeyhime"

Karadağ

Pro-TR,

Gönderim süresi farklı olan değişik pulseler ile ilgili düşüncen bakış açına göre doğru olabilir ama ben biraz daha farklı bir açıdan bakıyorum. Şu anda denemeler yapıyorum. Nano ile 1 gr altını 20cm den çok net algılayabiliyorum. Tek parayı falan yazmıyorum bile. Yaptığım şeyden emin olduğumda yani toprakta denediğimde detaylandırırım. Şimdilik bitme safhasında olduğundan tartışmanın bir faydası olmaz sanırım. Sallandığında meydana gelen durumu filtre ile aşabilmen lazım. Ben 3s i tasarlarken bu durumla karşılaştım. Filtre ile aştım. Gerçi daha önce de yazmıştım 3s de kalman filtresinin sadeleştirilmiş bir hali var. Bu hem çok yer tutuyor hemde işlem hızı nispeten düşük. Eddy akımları için hiç bir dökümanda okumadım ama ben doppler effect nedeni ile bunun olduğunu düşünüyorum. Çünkü bobini yere 90 derece tutup yere paralel de sallasan aynı şey oluyor.
insanlar sizi eskisi gibi kullanmadıklarında değiştiğinizi söylerler...

Eğer bir aptala laf anlatmaya çalışırsan dışarıdan bakanlar iki aptalın sohbet ettiğini sanırlar.

Kamburlar ülkesinde sırtı düze sakat denir.

pro-TR

Arkadaslar benim derdim basligin acisi vs degil. Derdim baslogin hareketini algilamak yapilabilirse toprakla olan mesafesini belirlemek, tek derdim bu, onerilerinizi bu yonde bekliyorum. Yoksa elbetteki yazilimsal filtreleri bende kullaniyorum. Aslinda.cok sey yazdimdi ama cepten yazdigim ocin silindi. Harf hatalarim icin o.dilerim
Güzeli güzel yapan EDEBTİR,
Edeb güzeli sevmeye SEBEBTİR...

"Rufailer giyer pembe kırmızı
Tacının üstünde nurdan yıldızı
Evlatları tutar şişi ateşi, közü
Bülbül güle hayran ben de şeyhime"

onur600

Ustam,düşündükleriniz şimdi çok net anlaşılır olmuş.Başlığın harakete geçtiğini ve toprağa olan mesafesini tespit etmek istiyorsunuz.
Ne hareket hızı nede mesafe sabit kalmayacağından.Akıllı bir sensör kullanmak gerekebilir.Bu sensörü okuyacak ayrı bir işlemci vs.
Öncelikle sabit bir hız ve mesafe belirlemek gerecek.Sensörün görevi belli değerleri yok say olacak sanırım.
İş yapar yapmaz bişey demek çok zor.Masada iş yapsada arazide yine çuvallar gibime geliyor sanki...

LÜZUMSUZ İSE SÖNDÜR...

Delilik, şüphesiz aptallıktan daha iyidir...

Karadağ

Alıntı yapılan: pro-TR - 12 Ocak 2015, 02:54:51
Arkadaslar benim derdim basligin acisi vs degil. Derdim baslogin hareketini algilamak yapilabilirse toprakla olan mesafesini belirlemek, tek derdim bu, onerilerinizi bu yonde bekliyorum. Yoksa elbetteki yazilimsal filtreleri bende kullaniyorum. Aslinda.cok sey yazdimdi ama cepten yazdigim ocin silindi. Harf hatalarim icin o.dilerim


Pro-TR, Ben de zaten başlık hareket ettiğinde meydana gelen sinyal değişimi için yazmıştım. Bobini sallarken mesela soldan sağa sallarken sağ başa geldiği ve senin tektar sola hareket ettirdiğin anda meydana gelen sinyal için.
insanlar sizi eskisi gibi kullanmadıklarında değiştiğinizi söylerler...

Eğer bir aptala laf anlatmaya çalışırsan dışarıdan bakanlar iki aptalın sohbet ettiğini sanırlar.

Kamburlar ülkesinde sırtı düze sakat denir.


Paylaş whatsappPaylaş facebookPaylaş linkedinPaylaş twitterPaylaş myspacePaylaş redditPaylaş diggPaylaş stumblePaylaş technoratiPaylaş delicious