malumunuz gazze'ye uygulanan ambargoyu kırmak için iha(uluslararası insani yardım teşkilatı) ülkemizden ve diğer ülkelerden toplanan yardımları gemilerle gazze'ye ulaştırmak için hareket etmişti.dün gece israil uluslararası hukuku hiçe sayarak karasularını 68 mile çıkardığını ilan etti ve ardından insanı yardım taşıyan gemilere elektronik tacize başladı.bununla yetinmeyen korsan devletin korsanları ülkemizin bayrağını taşıyan yardım gemisine uluslararası sularda saldırarak, karartma nedeniyle doğruluğundan emin olamadığımız, 10 vatandaşımızı şehit etmiş ve 50ye yakın vatandaşımızı yaralamıştır.bununla da yetinmeyen teroristler, ülkemizdeki teröristlerle elbirliği yaparak mehmetçiklerimizin kanını dökmüştür.

bu sebeple ,adeta 1 minute'un intikamını almayan çalışan, yardım malzemesi taşıyan  ve 400'ü tc vatandaşı olan 500 küsür yolculu  türkiye cumhuriyeti bayraklı gemimize yapılan saldırıyı lanetliyoruz.bu gerçekte tüm ülkemize yapılmış bi saldırıdır.

ilgililere,derhal israille olan tüm ilişkilerin en asgari düzeye indirilmesi gerektiğini hatırlatmayı bir vatan borcu addediyoruz.yapılan tüm antlaşmalar hiç tereddüt etmeksizin iptal edilmelidir.

herkesi israili protestoya davet ediyorum.

sahipsiz vatanın batması haktır
sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır...
Linkback: israili protesto edelim

Katılıyorum...

eyyy katil israilll sonun geliyor sanırım.yer yüzünden silineceksin başka çaren yok,rabbim şimdiye kadar kavmini helak edebilirdi.ancak yarın ahirette kendinizi savunacak bir haliniz kalmayıncaya kadar elinizden geleni yapın bakalım.o kadar cami duvarına işedinizki.sizin yok olmanıza hangi fatih vesile olur ömrümüz yeterse göreceğiz.rabbim kahr ettin inş.arkadaşlar mümkünse bilen arkadaşlarımız müsait oldukca fetih suresini okurlarsa çok iyi olur .allaha emanet olunuz.

not:fetih surelerini okumaya başlamadan önce mutlaka niyet ediniz

s.a.
ALLAH cc bir ismi celili de el-KAHHAR dır. bu ismi celili celalli bir ismidir ki hiç bir mahlukat için bu ismi ile muamele etmesini dilemem, ancak insanoğlu varolalı yahudi ırkı tarihe bir çok peygamber gönderilen ve en çok peygamber öldüren kavim olarak geçmiştir. Ayrıca ülkemizde ve bir çok ülkede ne YAZIK ki yahudi malları ve hizmetleri yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. (Kendi adıma) bu yahudi mallarını ve hizmetlerini kullanmasak ölürmüyüz, düşündürücü...
" Ya Rabbi;
Yahudi ve islam düşmanlarını ıslahı mümkünse islahını, mümkün değilse onlar da senin  kulların el-KAHHAR cc. demeye dilim varmıyor ama kendi oyunları ile birbirlerine düşürmeyi nasip eyle, müslümanlara Hz. Ali R.A. ilmi, cesareti ve gücünü verip her iki dünyada da aziz eyle..."

İsraili  kınıyorum. Ama bu işin ardında bi iş olduğunun da gün gibi açık olduğunu belirtmek istiyorum.

çok degerli saygı deger arkadaşlarım bu israil için yazmış oldugunuz yazıları okudum fikirlerinize katılıyorum saygılar

uluslararası hukuka göre uluslararası sularda her.gi bir ülkenin bayrağını taşıyan bi gemiye saldırmak o ülkeye saldırmakla eşdeğerdir.bu vesile ile ülkemize israile karşı savaş açma hakkı doğmuştur.ben hadi hemen savaşalım demiyorum ama yetkililerin gerekirse bunun da elimizde tuttuğumuz bi hakk olduğunu icabında kullanılacağını açıkça belirtmeleri gerekir.

o kadar şehit ve yaralı varken ülkemize alenen saldırılmışken bu olayı basite indirgemeye çalışan malum medyayı da bi özür dileseler de olayı yatıştırsak düşüncesini taşıyan yetkilileri de yaşanan olaylara hala tepki vermeyen veya tepkisini geciktiren herkesi de kınıyorum!

bu ülke bizim.ülkemize sahip olmazsak sahip olduğumuz herşeyin malımızın mülkümüzün canımızın namusumuzun da olamayacağını hatırlatırım herkese.

SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR
SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR

Öncelikle İskenderun'da hain saldırı sonucu şehit olan 7 askerimize Allah'tan Rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyorum, Gazze'ye yardım amaçlı giden sivil gemilere ve silahsız insanlara acımasızca saldıran üzerlerine ateş açan terörist İsrail'i şiddetle kınıyorum, bu ------ce yapılan saldırıda hayatlarını kaybedenlere rahmet yaralananlarada acil şifalar diliyorum, umarım hukuk dışı olarak esir edilmiş olan vatandaşlarımızda kısa sürede serbest bırakılırlar.

Bir gemi nerede olursa olsun bayrağını taşıdığı ülkenin toprağı sayılır ve gemi kaptanını izni olmadan hiç kimse gemiye ayak basamaz, bu bağlamda yapılan saldırı ülkemiz topraklarına yapılmış bir saldırıdır ve affedilir bir tarafı yoktur, iki cümlelik özür ile geçiştirilemez sonuçta ölen ve yaralananlar olmuştur. Kaldı ki bu olay bu şekilde özürle vs. ile unutulup giderse ülkemizin uluslararası imajı ve gücü zayıflayacaktır ve ülkemiz için dünya çapında "insanlarınıda vursanız toprağınıda çiğneseniz bir şey olmaz özür diler geçersiniz" gibi bir kanı doğacak devamında başka olaylara zemin hazırlayacaktır. Bu durumda gereken cevabın gerektiği sertlikte verilmesi zorunluluktur ki bir daha biz karşı bir harekette bulunurlarken iki kere düşünsünler...

Katil İsrail'in sonu Nuh'un torunlarına nasip olacak 

Allah hepsinin bin belasını versin katil kan emiciler...

Adamlar tum dunyada zulum yapıyorlar hıc kımsenın seısı cıkmıyor neden cunkı tum dunyanın en stratejık yerlerınde adamları var.Insanlar ne zaman bırlık olup dur dıyecek ısraıle acaba

yerli işgalcilerin kim olduğunu anlarsak işler çok daha kolay olacaktır

Genetiği değiştirilmiş tohumların veya ürünlerin Türkiye'ye sokulmasını, ayrıca nişasta bazlı şeker üretimine izin verilmesini, Yüce Divanlık suç olarak gördüğümü belirterek 9 yıldır bu sütundan Türk halkını uyardım.
Amerika'dan genetiği ile oynanmış ithal mısır getirilerek Türkiye'de nişasta bazlı şeker üretildiğini, tatlandırıcı olarak özellikle çocukların kullandığı birçok ürüne katılan bu maddenin çeşitli hastalıkların sebebi olduğunu defalarca duyurdum.
Yine İsrail'den getirilen genetiği değiştirilmiş soyanın da et ve et mamullerinde kullanıldığını haber verdim.
Son olarak İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi uzmanı Prof. Dr. Kenan Demirkol, Habertürk'te önce Duygu Candaş'ın, sonra Yiğit Bulut'un sorularını cevaplandırırken gofretten dondurmaya, bisküviden meşrubata kadar hemen hemen her üründe nişasta bazlı şekerin kullanıldığını anlattı ve   "Kemik erimesine, kansızlığa, gut hastalığına, karın tipi şişmanlığa, karaciğer yağlanmasına, kanserlere sebep oluyor. Kanserlerde yüzde 40 artışa yol açıyor"  dedi.

***
Metabolizma ve beslenme uzmanı Prof. Dr. Ahmet Aydın yazmıştı:
"British Medical Journal'da yayınlanan bir makalede 'Şeker tütün kadar tehlikeli, zarar verici ve bağımlılık yapıcı olduğu için uyuşturucu sınıfına sokulmalıdır' deniliyor.
Şeker, diş çürümesi başta olmak üzere, obezite, diyabet, kalp ve dolaşım hastalıkları, böbrek taşları, kanser, hipertansiyon, felç, ülser, astım, romatizma, kronik yorgunluk ve kemik erimesine sebep oluyor.
Vücudun her tarafına taşınan şeker, özellikle de göbek, kalçalar, göğüsler bacağın üst kısmında toplanıyor. Bu bölgeler de dolduğunda, yağ asitleri kalp ve böbrek gibi aktif organlara dağılıyor. Bu organlar gittikçe yavaşlıyor ve sonuçta dokuları bozularak yağa dönüşüyor. Bağışıklık sistemi zayıflıyor. Vücut soğuk, sıcak veya mikroplara karşı koyamıyor.
Her yerde 'şeker' var. Özellikle bebek mamasında bile şeker olması çok
tehlikeli.."
Fruktozlu şeker ise bu tehlikeyi daha da artırıyor.
Prof. Dr. Tayfun Özkaya, odatv.com'da yazmıştı:
"Mısır şurubu Amerikan şirketlerine çok kâr bırakıyor. Onun için Türkiye'deki şeker fabrikalarının özelleştirilmesi gerekliydi. Üretim açığı,  tabii ki mısır şurubu ile kapatılacaktı"

***

Fruktozlu şeker üretimini Türkiye'ye ABD dayattı. ABD Başkanı George W. Bush, hem Bülent Ecevit'ten hem de Tayyip Erdoğan'dan Cargill firması için ayrıcalıklar istedi. Erdoğan, Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararlarına karşı yasa üzerine yasa çıkartarak Cargill'in fruktozlu şeker üretimine imkân sağladı. ABD, fruktoz üretimini yüzde 2'ye düşürürken, Türkiye, fruktoz üretimini yüzde önce yüzde 10'a sonra yüzde 15'e yükseltti. Avrupa ülkelerinde ise şeker ve kanser hastalığına yol açtığı için fruktoz üretimi yasak!
Türkiye'de nişasta bazlı şeker üreten 5 tesis var. Cargill'ın kapasitesi 400 bin ton, Adana'da bulunan Amylum'un kapasitesi 250 bin ton, Ülker- Cargill ortaklığındaki Pendik Nişasta'nın kapasitesi 110 bin ton, Tat firmasının kapasitesi 70 bin ton ve Sunar'ın kapasitesi 55 bin ton mısır. Ülker Grubu, Pendik Nişasta Sanayi tesisinde Cargill ile ortak olarak mısır şurubu üretiyor.

***

Hani "Kanserden korkmayın, geç kalmaktan korkun"  diye bir slogan vardır ya ben de diyorum ki kanserden korkmayın, fruktozcu ABD ve AKP'den korkun!
Kanser olmak istemiyorsanız tabii!

Alıntı yapılan: mustafa_ozcan - 11 Şubat 2011, 00:22:00
Genetiği değiştirilmiş tohumların veya ürünlerin Türkiye'ye sokulmasını, ayrıca nişasta bazlı şeker üretimine izin verilmesini, Yüce Divanlık suç olarak gördüğümü belirterek 9 yıldır bu sütundan Türk halkını uyardım.
Amerika'dan genetiği ile oynanmış ithal mısır getirilerek Türkiye'de nişasta bazlı şeker üretildiğini, tatlandırıcı olarak özellikle çocukların kullandığı birçok ürüne katılan bu maddenin çeşitli hastalıkların sebebi olduğunu defalarca duyurdum.
Yine İsrail'den getirilen genetiği değiştirilmiş soyanın da et ve et mamullerinde kullanıldığını haber verdim.
Son olarak İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi uzmanı Prof. Dr. Kenan Demirkol, Habertürk'te önce Duygu Candaş'ın, sonra Yiğit Bulut'un sorularını cevaplandırırken gofretten dondurmaya, bisküviden meşrubata kadar hemen hemen her üründe nişasta bazlı şekerin kullanıldığını anlattı ve   "Kemik erimesine, kansızlığa, gut hastalığına, karın tipi şişmanlığa, karaciğer yağlanmasına, kanserlere sebep oluyor. Kanserlerde yüzde 40 artışa yol açıyor"  dedi.

***
Metabolizma ve beslenme uzmanı Prof. Dr. Ahmet Aydın yazmıştı:
"British Medical Journal'da yayınlanan bir makalede 'Şeker tütün kadar tehlikeli, zarar verici ve bağımlılık yapıcı olduğu için uyuşturucu sınıfına sokulmalıdır' deniliyor.
Şeker, diş çürümesi başta olmak üzere, obezite, diyabet, kalp ve dolaşım hastalıkları, böbrek taşları, kanser, hipertansiyon, felç, ülser, astım, romatizma, kronik yorgunluk ve kemik erimesine sebep oluyor.
Vücudun her tarafına taşınan şeker, özellikle de göbek, kalçalar, göğüsler bacağın üst kısmında toplanıyor. Bu bölgeler de dolduğunda, yağ asitleri kalp ve böbrek gibi aktif organlara dağılıyor. Bu organlar gittikçe yavaşlıyor ve sonuçta dokuları bozularak yağa dönüşüyor. Bağışıklık sistemi zayıflıyor. Vücut soğuk, sıcak veya mikroplara karşı koyamıyor.
Her yerde 'şeker' var. Özellikle bebek mamasında bile şeker olması çok
tehlikeli.."
Fruktozlu şeker ise bu tehlikeyi daha da artırıyor.
Prof. Dr. Tayfun Özkaya, odatv.com'da yazmıştı:
"Mısır şurubu Amerikan şirketlerine çok kâr bırakıyor. Onun için Türkiye'deki şeker fabrikalarının özelleştirilmesi gerekliydi. Üretim açığı,  tabii ki mısır şurubu ile kapatılacaktı"

***

Fruktozlu şeker üretimini Türkiye'ye ABD dayattı. ABD Başkanı George W. Bush, hem Bülent Ecevit'ten hem de Tayyip Erdoğan'dan Cargill firması için ayrıcalıklar istedi. Erdoğan, Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararlarına karşı yasa üzerine yasa çıkartarak Cargill'in fruktozlu şeker üretimine imkân sağladı. ABD, fruktoz üretimini yüzde 2'ye düşürürken, Türkiye, fruktoz üretimini yüzde önce yüzde 10'a sonra yüzde 15'e yükseltti. Avrupa ülkelerinde ise şeker ve kanser hastalığına yol açtığı için fruktoz üretimi yasak!
Türkiye'de nişasta bazlı şeker üreten 5 tesis var. Cargill'ın kapasitesi 400 bin ton, Adana'da bulunan Amylum'un kapasitesi 250 bin ton, Ülker- Cargill ortaklığındaki Pendik Nişasta'nın kapasitesi 110 bin ton, Tat firmasının kapasitesi 70 bin ton ve Sunar'ın kapasitesi 55 bin ton mısır. Ülker Grubu, Pendik Nişasta Sanayi tesisinde Cargill ile ortak olarak mısır şurubu üretiyor.

***

Hani "Kanserden korkmayın, geç kalmaktan korkun"  diye bir slogan vardır ya ben de diyorum ki kanserden korkmayın, fruktozcu ABD ve AKP'den korkun!
Kanser olmak istemiyorsanız tabii!

http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/yazargoster.php?haber=16926

vakit ve emek ayırarak bizi bilgilendiğin ve duyarlılığın için çok teşekkür ederim.

ALİ KAPTAN
Bu mevzular derin mevzu. Kurtlar vadisi gibi,bol kepçe milliyetçiliğiile olmaz. Dünyanın para dengeleri adamların elinde.Nereden biliyorsunda sallıyorsun derseniz.Hemen netten girin kimin elinde nasıl hangi finansal şirketler, hangi dünya finans merkezle ve dünya çapında firmalar.kısaca tek bir ailenin adını verceğim bunu zahmet olmazsa inceleyin. FELLER ailesi diye tanınan bir yahudi ailesinde söz ediliyor.Adamlar amerikayı hırtlağından tutmuş ne yane isterse o yana sürüklüyor.Keza diğer ülkeler, Kaldıki biz. Çokta farklı değiliz diye düşünüyorum.Fakat bu millet ne zaman dinine sahip çıkarsa, ne zaman milliyetçilik ve diğer her ne yalan varsa bunların peşini bırakıpta, atamızın yolundan gitmek istersek o zaman, bütün dünya tekrar ayaklarımıza kapanır.Yeterki Biz ALLAH diyelim.Allahın adaleti ile konuşalım.Heryere onun adaletini tesis edelim.Bakın o zaman hiç bir kafirin oyunu sökmez.Allaha emanet Karadenizden sevgilerle.Allah gönlünüzü Bahtiyar eylesin.

GİRMEDEN BİR MİLLETE TEFRİKA(AYRILIK) DÜŞMAN GİREMEZ
TOPLU VURDUKÇA YÜREKLER ONU TOP SİNDİREMEZ
M.AKİF ERSOY

ali kaptan sende asımın neslisin yani 

asımın nesli diyordum ya hani nesilmiş gerçek,
çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek....
                                                 m.a.e.

Alıntı yapılan: alemdar - 16 Şubat 2011, 12:36:28
ALİ KAPTAN
Bu mevzular derin mevzu. Kurtlar vadisi gibi,bol kepçe milliyetçiliğiile olmaz. Dünyanın para dengeleri adamların elinde.Nereden biliyorsunda sallıyorsun derseniz.Hemen netten girin kimin elinde nasıl hangi finansal şirketler, hangi dünya finans merkezle ve dünya çapında firmalar.kısaca tek bir ailenin adını verceğim bunu zahmet olmazsa inceleyin. FELLER ailesi diye tanınan bir yahudi ailesinde söz ediliyor.Adamlar amerikayı hırtlağından tutmuş ne yane isterse o yana sürüklüyor.Keza diğer ülkeler, Kaldıki biz. Çokta farklı değiliz diye düşünüyorum.Fakat bu millet ne zaman dinine sahip çıkarsa, ne zaman milliyetçilik ve diğer her ne yalan varsa bunların peşini bırakıpta, atamızın yolundan gitmek istersek o zaman, bütün dünya tekrar ayaklarımıza kapanır.Yeterki Biz ALLAH diyelim.Allahın adaleti ile konuşalım.Heryere onun adaletini tesis edelim.Bakın o zaman hiç bir kafirin oyunu sökmez.Allaha emanet Karadenizden sevgilerle.Allah gönlünüzü Bahtiyar eylesin.

Rockefeller ailesi, bunların kökeni yahudidir Amerikayı kuranlarda yine bunlardır, Amerikayı ve dünyayı yönetirler, kimi isterlerse o başkan olur, başkanların yetiştiği yer Yale Üniversitesidir, dünya savaşlarınıda çıkaran gizli güç bunlardır, heryere yayılmışlardır boykotla falan bu insanları engelleyemezsiniz, dünyanın kaderini ellerinde bulunduranlar işte bunlardır bu aileye birde Rothschild ailesini ekleyin Alemdar'ın dediği gibi çoook derin konular.

bahsettiğiniz mevzuları çok iyi biliyorum.bahse konu ailelerin de ne kadar aciz olduğunu biliyorum.bu zavallıları yüceltip putlaştıracak kadar islamdan bihaber değilim.bunun yanında rabbimin ne kadar yüce olduğunu da biliyorum.karşımızdakiler ne olursa olsun ben tarafımı belli ediyorum.

konfiçyüs denen zavallının dediği gibi ,tecavüz kaçınılmazsa yat da keyfini çıkar, yapmayacağım.ölürüm ama iffetimi çiğnetmem diyen ninelerin torunlarıyız biz.

bizim vazifemiz karınca misali su taşımak.
çok şey söyleyebilirim ama kimseyi sıkmak istemiyorum.

Hz.İbrahim ve Su Taşıyan Küçük Karıncanın Hikayesi

Bilinir ki; NemrudHz.İbrahim ve Su Taşıyan Küçük Karıncanın Hikayesi Hz.İbrahim'i ateşe atıp yakmak istemiştir. Kocaman bir ateş yakılırHz.İbrahim ve Su Taşıyan Küçük Karıncanın Hikayesi alevler göğe yükselir. Küçücük bir karınca su taşımaktadır. Ona sorulur; ne yapıyorsun diye. O küçük karınca der ki; yanan ateşi söndürmek için su taşıyorum. Ona denilir; ama senin taşıdığın su onu söndürmez. Karınca şöyle cevap verir; BiliyorumHz.İbrahim ve Su Taşıyan Küçük Karıncanın Hikayesi ama birincisi ben Hakkın yanında bulunarak tarafımı belli ediyorum ve elimden geleniHz.İbrahim ve Su Taşıyan Küçük Karıncanın Hikayesi gücümün yettiğini yapıyorum.