Sinema sanatı dünya toplumlarını ve bireylerin yaşamlarını ne ölçüde etkiliyor? Sinema ve dizi filmler üzerinden toplumlar ve bireyler yönlendirilebilirmi? Elektroniğin yanında birazda sanat gidermi bilmiyorum. Buraya böyle bir başlık attım. Gerisi size kalmış. saygılar. 8)
Biraz öyle oldu ama güzel bir çalışma olmuş. Ki zaten burası konu dışı herşey paylaşabiliriz.
Kesinlikle insanları etkiler, yönledirir. Çağımızın en kötü aracı televizyonlardır. Bu laneti 2 yaşından 70 ine herkez izliyor.
Ve insanları ekran karşına bağlıyor. Her alanda insana zararı var arkadaşlar. Bilinç altı ile ama insanları yönetmek tir.
Bakın bir örnek veriyim.
70 li yıllara bakın eski türk sinamaları. genelde sevda aşk ve acıdan ibarettir.
Aşık olupta aşkına karşılık bulamayan ne yapmış o filimde.
YAA
bira yani alkol almış sahile inip kafa çekmiş.
yaa
kavga gürültü çıkarmış
yaa
ailesine ters düşmüş
yaa
kötü yola düşmüş
yaa
sigaraya başlamış
uyuşturucu almış ve sayre
Şimdi ki kişilere bakarım aynısı evet durum aynı çünki aşık olupta karşılık bulamayınca ne yapması gerektiğini çocuk küçük yaşta tv lerden öğrenmiş..
Başka bir örnek günümüzden....
Yanlış anlaşılmasın herkeze saygım var..
stv ekranlarında yayınlanan bir dizi var ismini hatırlamıyorum. Orada sacı başı açık, bazen dekolteli, sürekli dar pantolonlu,
bir bayan öğretmen var...
Filim bu öğretmenin iyi niyetli temiz kalpli göstererek tam bir müslüman kadın havasına sokmuş. dört dörtlük müslüman imazı verilmiş...
BU NEDEMEKTİR biliyormusunuz.
Önümüzde ki 10-15 yıl sonrası gençlerini kızlarına şu demektir.
Saçın açık iken, pantolonlu iken , açık saçık giyiniyor iken başını kapamadanda dört dörtlük müslüman olabilirsin demek..
EVET
bu bu demektir inanın 10 yıl sonra bu sahneyi göreceğiz.....
HAKSIZMIYIM .... lütfen yorumlarınızı yazın..
evet müslim kardeş. öyle entrasan bir milletiz, ki bir televizyon kargaşası almış başını gidiyor. geçen yıla kadar bir kadın ve adam vardı. çocuklarının kaçırıldığını söylüyorlardı. adam şişman biriydi, kadın ise hanım hanımcık kapalı bir kadındı. hatta işler öyle bir noktaya gelmişti,ki medya maymunu gibi ikiside televizyonlara çıkıyordu. salya sümük ağlıyorlardı. şişman adam bazı programlarda genelde gündüz akşam üstü, durmadan gerdan kıvırıp ahkam kesiyordu, çocuğumu bulacağım diye. programcılar bir gün edirne tarafında genç bir bayanın cep telefonuyla çekilmiş resmini yayınladılar, işte dedi, çocuğunu çaldırmış olan gerdan kıvıran şişman adam, benim çocuğuma benziyor o çocuk. resmi yayınlanan o genç bayan titrek ve endişe dolu sesiyle hemen tv yi aradı. resimdeki benim yeğenim. ben kimsenin çocuğunu çalmadım dedi.
Her neyse derken zaman geçti işin iç yüzü çıktı. meğer çoçuğu o hanım hanımcık kapalı bayanın dostunun kaçırdığı, ve kadın kocasını o adamla boynuzlayıp çocuğuda o adamdan peydahladığı geçte olsa kolluk kuvvetlerinin başarısı sonucu ortaya çıktı.
Demek istediğim, medya günlerce bu olayın etrafında toplumu oyalayıp durdu. İşin acı tarafı olayla hiç ilgisi olmayan genç bir bayanı teşhir ederek resmini de milyonların önüne koyarak, işte çocuk hırsızı bu kadın dercesine yargısızca infaz etti.
Haa, birde senin yazdığına paralel bir şey varsa, haklısın artık açık saçık dindar olunabildiği gibi, yukarıda bahsi geçen giyimiyle, davranışı bir birine uymayan çok insan var. hatta caddelerde çok kez denk gelmiştir. benim dikkatimi çeken bir başka kadın davranışıda, başlarını örtüp, külotlarının dikiş yerleri belli olacak çatala girecek şekilde dar pantolon giyip dışarıya çıkmaları. Bütün bunları yadırgamıyorum. Bizler her iki kıtada ayakları olan bir toplumuz. Tabiiki bu ülkede yaşıyan insanlarda, altı karaköy üstü şişhane misali gyinip yaşıyacaktır.
8)Ama davranışlarımızı belirleyen başlıca etken, seninde dediğin gibi en nihayetinde kitle iletişim araçları geliyor. bununda başında TV yer alıyor. 8)