http://hakikatarastiricisi.blogcu.com/Ermeni+Sorunu/ dan alıntıdır..
Ermenilerin Osmanlı Devleti Yönetimine Sızma Çabaları,Emperyalist Güçlere Alet Olmaları
TÜRK-İSLÂM KARŞITI SİNSİ FAALİYETLERİ!
Ermeniler 'in Osmanlı yönetimine sızma ve bürokraside bir takım kilit noktalarını ele geçirme çabaları 1700'lü yıllarda başlamış, giderek belirginleşmiş, fazlalaşmıştır. Zamanla Ermeniler ekonomik siyasi ve kültürel alanda Osmanlı Devleti'nde etkin bir konuma gelmiştir. Bu durum ise uzun vadede Ermeniler'den çok yabancı güçlerin işine yaramıştır...
Ermeniler kâh hizmet görünümü, kâh sinsi faaliyetler sonucunda Osmanlı Devleti'nin 'kilit noktaları' sayılabilecek (Bezirganbaşılık, Darphane Nazırlığı, Harp Sanayii, Baruthane, Hazine Sorumluluğu, Harem-i Hümayun'un alış veriş işleri, Padişahın kilercibaşılığı, tablakârlık, Harem-i Hümayun'un terziliği, Saray-ı Hümayun'un inşaat memurluğu, sonraları, mesela tanzimatla birlikte (1839 ve sonrasında) Sadrazam (başbakan) yardımcılığı ve müsteşarlığı, Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreterliği, Hariciye Nazırlığı (Dışişleri Bakanlığı), İstihbarat ve Posta Bakanlığı, Şura'yı Devlet Hukuk Şubesi Üyeliği, Tercümanlık, Konsolosluk Gazete Sahipliği, Büyükelçilik, Enderun-u Hümayun'da müzik hocalığı, 1. ve 2. Osmanlı Millet Meclisi'nde millet vekilliği vb.) önemli makam ve görevleri işgal etmiş, belli bir zaman sonra Osmanlı'da güçlü bir lobi haline gelmiş, kendilerine teslim edilen makamları ve görevleri Osmanlı Devleti'nin aleyhine, bahsettiğimiz emperyalist güçlerin lehine kullanmak suretiyle, Osmanlı İslâm Devleti'nin giderek zayıflamasına ve İslâm düşmanı dış güçlerin işgaline uğrayarak parçalanmasına sebep olmuşlardır.
Şimdi ibretle bakalım ve düşünelim:
1) Tanzimatın bir numaralı ismi mason Mustafa Reşit Paşa'nın yardımcısı ve baş müşavirinin bir Ermeni (Agop GİRCİKYAN) olması tesadüf müdür?
2) Tanzimat ve batılaşmanın öncülerinden Mason Ali Paşa'nın danışmanı fikir babası bir Ermeni (Sahak ABRO) olması tesadüf müdür?
3) Meşrutiyet mimarı, batılılaşma sevdalısı Mithat Paşa'nın başdanışmanı ve fikir babasının bir Ermeni (Kirkor ODYAN) olması tesadüf müdür?
4) M. Şevket Paşa kabinesinde posta telgraf başkanlığı yapan bir Ermeni (Osgan MADIKYAN) olması tesadüf müdür?
5) Köprülü Fazıl Mustafa Paşa'nın bezirgânbaşısının Ermeni (Abro ÇELEBİ) olması (1664), 1847'de Darphane Nazırlığı'na bir Ermeninin (Mihran DÜZ) getirilmesi, II. Selim zamanında devletin harp sanayinin bir Ermeni olan ARAKEL'in emrine verilmesi bir tesadüf müdür?
6) Abdülmecid'in padişahlığı zamanında Osmanlı sarayında cirit atan, padişahın şahsî hazinesine bakan şahsın zevkperest bir Ermeni (Bağos Efendi) olması yine Abdülmecid ve II. Mahmud zamanında birer Ermeni olan Simon'ların, Ayoşlar'ın, Agoplar'ın, Bezciyan'ların, Osmanlı sarayında 'kilit noktaları' ele geçirmeleri ve kısa sürede zengin olmaları birer tesadüf müdür?
7) Osmanlı Devleti'nin en büyük gücü olan yasama meclisinde: 1.Osmanlı Meclis-i Mebusan'da Yazıcıyan, Maksutyan, Mamıkyan, Karayan, Karacıyan gibi on tane milletvekilinin Ermeni oluşu bir tesadüf müdür?
8) 2.Osmanlı Meclis-i Mebusan'ında Hallaçyan, Agop Boyacıyan, İstepan, Ispartalıyan, Karekin, Pastırmacıyan, Kegam, Dergarabetyan, Vahan Papazyan gibi on bir milletvekilinin Ermeni olması hatta bunlardan bazılarının batlılılaşma ve laiklik yanlısı İttihat ve Terakki Partisi'nden olması bir tesadüf müdür?
9) 1867'de Gedikpaşa İstanbul'da ilk Osmanlı tiyatrosunun temelini atan kişinin bir Ermeni (Agop VARTOVYAN) Endurun-u Hümayun'un müzik hocası bir başka Ermeni (Nikagoss AĞA) olması: Bu Ermenilerin bir yandan Osmanlı ülkesinde tiyatro, müzik, sanat, eğlence. vb. yollarla Müslüman halkın gençlerini, İslâm'dan koparıp, dejenere ederken, öte yandan kısa sürede devletin sırtından kazandığı büyük paralarla, Osmanlı'nın çeşitli bölgelerinde hızla kilise ve okullar inşa etmeleri ve misyonerlik faaliyetlerine ağırlık vermeleri acaba bir tesadüf müdür?
10) 1877-1878 (1293) Osmanlı-Rus Harbi sırasında Türkiye'nin doğusunu işgal eden komünist Rus ordusunun başında bir Ermeni general Loris MELİKOF ve önemli ölçüde ermeni komiteci olması Türkiye'nin doğu vilayetlerinde sadık ve mutlu bir biçimde yaşamış Ermenilerin, 'fırsat bu fırsattır' deyip Osmanlı'yı içeriden vurmaları, onbinlerce masum Müslümanı kadın, çocuk, yaşlı demeden, bugün Karabağ'da olduğu gibi şehit etmeleri, bu komitecilik, isyan, talan ve katliamlarda patrikhane piskopos ve Ermeni papazların başrolde olmaları ve Ruslar'la işbirliği yapmaları acaba bir tesadüf müdür?
11) Osmanlı'yı, Türkiye'yi batılılaştırmak, çağdaşlaştırmak, ilerletmek bahanesiyle 1840'lı yıllardan itibaren İngiliz, Fransız ve Amerikan misyonerlerin fikri, sosyal, kültürel çalışmalarına hız vermeleri bu amaçla başta Osmanlı'nın başkenti ve yönetim merkezi olan İstanbul'da olmak üzere, orta ve doğu Anadolu'nun bir çok bölgesinde kiliseler ve misyoner okulları (kolejler) inşa etmeleri (Robert Koleji, Isparta, Van, Erzurum Ermeni kolejleri vb.) bu okullarda eğitilen gençlere Türk-İslâm düşmanlığı ve Büyük Ermenistan fikrinin aşılanması bir tesadüf müdür?
14) Ermenilerin "Bağımsız Büyük Ermenistan" fikrini kuvveden fiile yürürlüğe koymak için bugün Türkiye'de hayır kurumu diye kurulan Lions, Rotary kulüpleri gibi, hayır cemiyetleri adı altında (Türkiye'nin özellikle doğu ve güneydoğu illerinde) Araltı, Şarklı, Kilikya, Fedakârlar Cemiyetleri, Milliyetperver Kadınlar Cemiyeti, Birleşik Ermeni Cemiyeti, Hayırseverler Cemiyeti, Ermenistan'a Doğu Cemiyeti, Karahaç (isimlere dikkat) gibi cemiyetlerin kurulması ve bu fitne yuvalarının özellikle Londra, Paris ve Tiflis ile koordineli bir şekilde çalışmaları, bu faaliyetleri (İstanbul ve Rusya'daki Ermeni papazları örgütlemesi), 1856 Islahat Fermanı gereğince Ermeniler için bir nevi imtiyaz hüviyetinde "Nizamname-i Millet-i Ermenistan" adlı Ermeni Anayasası'nın geniş yetkilerle Osmanlı'nın Dışişleri Bakanı Mason Ali Paşa tarafından onaylanarak yürürlüğe konması, bu imtiyazlarla birlikte Türkiye'deki Ermenilerin basın yoluyla (Avrupa desteğinde) isyan, ihtilal ve büyük Ermenistan için açıkça hazırlıklara girişmeleri birer tesadüf müdür?
15 ) Doğu Anadolu'nun Hazar Denizi'ne, İran'dan Azarbeycan'a kadar uzanan topraklarda bağımsız Büyük Ermenistan Devleti kurmak, bunun için her türlü silahlı mücadelede bulunmak amacıyla 1890'da Ermenice 'bayrak' anlamına gelen 'taşnak' ve 'haç' anlamına gelen Hınçak İhtilal komitelerinin kurulması, bu komitelerin daha çok Marksist-sosyalist bir programa sahip olması, İstanbul'dan Erzurum'a, Kars'dan Karabağ'a kadar kanlı eylemler yapmaları, Ermeni terörü'nün kaynağında patrikhane ve Ermeni papazların olması birer tesadüf müdür?
16) 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi'nden 1 Mayıs 1915'e (Ermenilerin asayiş sebebiyle tehcire tâbi tuttukları tarih) ve oradan 1920'ye kadar İstanbul'dan Maraş'a (Zeytin isyanı) Adana'dan Erzurum'a, Kayseri'den Kars'a, Diyarbakır'dan Van'a kadar pek çok bölgede yaptıkları isyan, gerçekleştirdikleri katliamlarla kadın, çocuk, yaşlı demeden, bir buçuk milyon Müslüman Türk'ü (Kürtler ve Araplar dahil) şehit etmeleri (terörislik yapıp Osmanlı'yı parçalamak istemelerinin önlenmesi, asayişin sağlanması amacıyla, kendilerinin sinsi dehası ile engel olduğu için Ermeni komitacılarının Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid Han'ı 21 Temmuz 1905'te Beşiktaş-Yıldız'da (cuma namazı çıkışında) arabasına bomba koyarak öldürmek istemeleri (Padişah Şeyhülislâm'la birkaç dakika konuşmaya durmuş, Ermenilerin hevesleri kursaklarında kalmış, ancak 52 Müslüman şehit olmuştur.), 1909 yılında II. Abdülhamid Han'ı tahttan indirmek için giden komitenin üyelerinden birinin de komiteci Ermeni Aram olması birer tesadüf müdür? II. Abdülhamid'e "Le Sultan Rouge" (kızıl sultan) diyen ve bunu Türk maarifine sokan şahsın bir Ermeni, Albert Vandalyan olması bir tesadüf müdür?
KARS'TAN KARABAĞ'A ERMENİ VAHŞETİ.
Ermeniler, Azerbeycan, Karabağ ve Nahçivan'da neden katliam yaptılar?
Dağlık Karabağ (tarihî, coğrafî, sosyal olarak) Azerilerin mi, Ermenilerin mi?
Ermenistan 3 milyon Ermeni'nin yaşadığı coğrafî sınırları belirlenmiş bağımsız bir devlet mi?
Yoksa komünist Ruslar tarafından sunî olarak oluşturulmuş bir çıbanbaşı, Kafkasların İsrail'i mi?...
Bugün Karabağ, Hocalı, Fuzuli, Akdam ve Şuşa'yı işgal edip Türkleri vahşice katleden hain, ikiyüzlü, insanlıktan nasipsiz, alçak ve İslâm düşmanı ERMENİLER, dün de Türkiye'nin doğusunda (Osmanlı- Rus Harbi, Balkan Savaşı, 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sırasında) Türkleri ve Kürtleri arkadan vurmak, isyan çıkarmak, Hristiyan Batı ve komünist Ruslara içeriden yardım etmek, çetecilik ve terörizm faaliyetlerinde bulunmak suretiyle ne kadar nankör, hain, alçak, barbar, insanlık ve İSLÂM düşmanı olduklarını ispatlamamışlar mıydı?
Hristiyan Devletler, Bizans ve komünist Rusların yönetiminde 'insan' yerine bile konulmayan, ezilen Ermeniler, Osmanlı İslâm Devleti idaresinde yüzyıllarca Müslümanlardan daha geniş imtiyazlara sahip olarak, huzurlu, mutlu bir biçimde teb'a-yı sadıka (sadık teba) olarak yaşamanın bedelini, Hristiyan batı ve komünist Rusların sinsi oyunlarına ve emperyalist emellerine haince 'alet'olarak Osmanlı'ya ödetmemişler miydi?
Nankör, hain, çıkarcı, kalleş, ırkçı, ikiyüzlü, hayalci, katil ERMENİLER bugün de (1992'de Karabağ'da, Azerbeycan'da) aynı rolü üstlenip aynı emperyalist odakların aleti olmamışlar mıdır?
Rusların Ermenilerden istifadeleri ve onlar vasıtasıyla memleketimizde birtakım meseleler çıkarmaları 19. asrın sonlarına rastlar. Osmanlı İmparatorluğu'na felâket getiren ve bütün Rumeli'mizin kaybedilmesine sebep olan 93 harbinin hazırlanmasında Ermenilerin oynadıkları rol büyük olmuştur.
Aşağıdaki acı ve ibretli hatıraların yazarı Azerbaycan hükümetinde nazırlık etmiş bir zattır. Kafkasya'da bulunması ve siyasetle meşgul olması, ona, Ermenilerin nasıl adım adım Rusların kucağına düştüğünü, Anadolu Türkleri aleyhine önce Ruslarla, sonra İngilizlerle, sonra kendileri için çalıştıklarını, daha sonra da Ruslara karşı nasıl cephe aldıklarını takip etme fırsatını vermiştir.
Muhterem Abdullali Emircan, Karabağ'dan Bakü'ye, oradan İstanbul'a kadar Ermenilerin yaptıkları katliamı, zulmü, vahşeti bizzat görmüş, yaşamış ve yazmıştır! Hep birlikte okuyalım.
RUSLAR ERMENLERİ NASIL AVLADI?..
Rus Çarı II. Aleksandr bütün selefleri gibi Türkiye'ye düşmandı. Osmanlı İmparatorluğu'nu yıkmak, İstanbul'u ele geçirmek onun en büyük emeli idi. Bunun için de Osmanlı İmparatorluğu'nu teşkil eden azınlıkları el altından kışkırtmak yollarını aradı. II. Aleksandr Kafkasya'da Erzurum yaylasına yayılmak için hazırlıklar yapıyor, bunun için de Ermeni milletini yardımcı olarak avlamağa çalışıyordu.
Yanlız bunu yaparken Kafkas Türk ve Müslümanlarını tahrik etmemek için pek ihtiyatlı davranıyordu. 1870 yıllarında Çar, kabinesine ilk defa bir Ermeni nâzır alarak emeline doğru bir adım daha atmıştır. Maarif nazırlığına getirilen Delyanof ismindeki bir Ermeni bütün dostluklarını ve nüfuzunu kullanarak Çar ordusuna Ermeni askerler kaydettiriyor, önemli memurluklara Ermenileri almaya çalışıyordu. Rus ordusunda generallik rütbesine çıkmış Ermenileri ise daima en ön plana sürmeye çalışıyordu. Çarla olan dostluğu sayesinde de bunda başarılı oluyordu.
Bu Ermeni generaller arasında Loris Melikof'u Çara takdim etmeyi başarmış, onu bir Rus generali kadar itibarlı yapabilmişti. Bu general 93 harbinde gösterdiği yararlılıklardan dolayı dahiliye nazırlığına getirilmişti
Bu sıralarda henüz şehzade bulunan Abdülhamid de azınlıkları hoş tutmak siyaseti güdüyor, bilhassa Ermenilere emniyet duyarak onları hususi işlerinde kullanıyordu. Cülusundan sonra da evfak ve maliye nazırlığını Ermenilere vermesi bu siyasetinin bir neticesidir. Fakat Abdülhamid'in bu siyaseti Rusların Ermenileri avlamasına mani olamıyordu.
93 Harbi Hazırlığı
Nitekim 1293 harbine tekaddüm eden 3-4 ay içinde Rus ricali Ermenilerle sıkı temaslara geçmişlerdir. Bu meyanda Çarlık ordusunun Ermeni generallerinden Loris Melikof Türk cephesini teftiş ederken, o zaman Ermenilerin ruhani başı Katolikos'u ziyaret etmek için Ecmiadzin şehrine kadar uzanmıştır. Rusya Çarlığının girişmek üzere olduğu bir harpte Ermenileri kendi tarafına celbetmek arzusu, bu ziyaretten fazlasıyla anlaşılabilir. Fakat Petersburg sarayının Ermeni generali Melikof şehre girerken başlarında fesler, sırtlarında o zamanın Müslüman medrese mensupları gibi üniformalar bulunan orta ve yüksek medreselerin Ermeni talebeleri tarafından karşılanınca şaşakalmıştır. General Ermeni ruhanisi ile başbaşa kalır kalmaz:
-Hayret, demiş. Rusya yanında Türkiye'ye harp ilan edecek siz, ne diye bütün talebelerinizin başlarına fes geçirmiş, Türk talebelerine benzetmişsiniz? Bize bu kadar teveccüh gösteren Çar bunu duyarsa hepiniz felakete sürüklenirsiniz.
Bu söz üzerine Ermeni ruhanisi Katalikos şu cevabı vermiş:
-Ben siyasete karışmam, fakat bir ruhani sıfatıyla ben Türklerin harpte galip gelmeleri için gece gündüz Allah'a yalvaracağım ve bu şehrin medreselerimle beraber Türk hududu dahilinde kalmasını Allah'tan niyaz edeceğim.
Bu söz üzerine Katalikos'tan müteessir bir halde ayrılan General Loris Melikof, hadiseyi o zaman Kafkas umumi valisi bulunan Çar ikinci Aleksandr'ın kardeşi Grandük Mişel'e arzetmiştir. Bunun üzerine Katalikos'un meclis azaları başka yerlere nakledilmiş ve Ermenilerin Katalikos'la görüşmelerini men etmek için de sıkı tedbirler alınmıştır.
Kafkas Türklerine karşı tahakküm
Nihayet 93 yılında Türk-Rus harbi patlamıştır. Netice malum, Türkiye harbi kaybetmiştir.
Hudut boyunca bütün köyler harap olmuş, halk büyük bir felakete uğramıştır. Bu sırada Kafkas cephesi Başkomutan muavini bulunan Loris Melikof, bu cephedeki harbi kazananların Ermeni generallerinden Tergugasof, Lazaraf, Şörkavnikof olduğuna Çarın kardeşine ikna etmiştir. Pek tabii olarak bu yüzden General Melikof'a kontluk rütbesi verilmiş, Ermenilerle birçok Ermeni generaline hediyeler, nişaneler gönderilmiştir.
Kont Melikof'un saraya yanlış raporlar göndertmesi ve zaferi Ermenilere mal etmesi, harbe iştirak etmiş olan Rusları hoşnutsuzluğa sevk etmiştir. Rus ordusunun ileri gelenlerinden birçoğu, o zaman veliaht bulunan III. Aleksandr'a şikayet etmişler, bu Ruslar, Ermenilerin harp esnasında ele geçen Türk esirlere, Kafkasya'da yaşayan Türklere yaptıkları zulümleri de ayrıca anlatmışlardır.
Buna rağmen Çar, kardeşi Grandük Mişel'in ısrarı üzerine Kont General Loris Melikof'u Ermenilere karşı bir lütuf olarak, Rusya dahiliye nazırlığına tayin etmiştir.
Ermeni generalin ilk işi Ruslardan ziyade Rus olmak şeklinde tecelli etmiştir. Ruhani reisi Katalikos mensuplarının vazifeye başlamaları ancak Çar'ın tasdikine bağlı kalmakla hürriyete ilk tahdit vurulmuştur. General Loris Melikof bu hususta bir kanun çıkartmıştır.
Bundan sonra Rus dahili siyasetinde Müslümanlara ve bilhassa Türklere karşı haksız kararlar verilmeye başlanmıştır. Sözde Yahudilere karşı başlayan bu hareket münhasıran Müslümanlara tevcih edilmiş. İsa dininden olmayanların nakzedilen haklarından Rusya'da bulunan 40 milyon Müslüman (seçimlerde) mahrum edilmeğe başlamıştır. Mesela belediye intihabatımızda, Hristiyan olmayanların adedi yüzde elliyi geçmez, Müslümanlar liselerde ve üniversitelerde profesör olamazdı. İşte bu yüzdendir ki Kırım'da, Kafkasya'da ve Türkistan'da şehirlerin çoğunluğunu teşkil eden Müslümanların belediye seçimlerinde yüzde elliyi Ermeniler teşkil eder, ayrıca 5-10 Rus veya Gürcü de belediye meclisine girerdi.
Bu gayretlere rağmen 1881 yılı Ermeniler için talihli bir sene olmamıştır. Mart ayında patlayan bir bomba II. Aleksandr'ı öldürünce yerine kardeşi III. Aleksandr geçmiştir. Yeni Çarın ilk işi, devlet ricali arasında bulunan dahiliye nazırı Kont General Loris Melikof ile maarif nazırı Delyanof'u azletmek olmuştur. Bundan başka, Çar Kafkasya'da yüksek mevkiler işgal etmekte olan Ermenileri de vazifelerinden uzaklaştırmıştır.
İşte Ermenilerin Rusya'da gözden düşmeleri bu tarihte başlar. Bu hal 1905 yılına kadar böylece devam etmiştir.
ERMENİLER 1915'TE TEHCİR Mİ EDİLDİ,
İNGİLİZ -FRANSIZ VE RUSLAR'IN İDDİA VE PROPAGANDA ETTİKLERİ GİBİ 'TENKİL'Mİ EDİLDİ?..
OSMANLI İSLÂM DEVLETİNDE ERMENİLERİN NÜFUSU NE KADARDI?...
TEHCİR NİÇİN VE NASIL YAPILDI?
ERMENİLER'in ve Ermeni Uşağı Hristiyan Avrupa ve Amerika'nın, Osmanlı-Türkler aleyhine büyük iddiası: "14 Mayıs 1915 Tehcir Kanunu ile birlikte Türkler (Bir buçuk milyon) Ermeni'yi acımasızca katletmişler. Türkler barbardır. Kars'tan Karabağ'a bağımsız büyük bir Ermenistan Devleti kurmak Ermeniler'in gaspedilmiş hakkıdır vs.."
Ermenilerin uydurduğu bu yalanlara 'işlerine geldiği için' bugünde dostumuz ve müttefikimiz olan batılı ülkeler ve ABD'liler, Rusya'ya inanmakta ve sömürüden pay almak için Ermeni tezlerini ve Ermeni meselesini sahiplenip desteklemektedir.!
Gerçekte işin aslı meselenin esası nedir? 1 Mayıs 1915'de ne olmuştur? Osmanlı Devletinin I. Dünya Savaşı'na girmesini 'zayıf anını' fırsat bilen Ermeniler içeriden devleti çökertmek için işgalci batılı güçlerin oyununa gelerek kin ve intikam duygularıyla, Türk ordusunu arkadan vurmaya, savunmasız Müslüman milletimizi acımasızca katletmeye başlamış, isyan ve ihtilal teşebbüslerine girişmiş, daha öncede belirttiğimiz gibi 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan 1915'li yıllara kadar 1.500.000 Müslüman'ı (Türk, Kürt, Arap) şehit etmişlerdir. Bunun üzerine devletin bekası, milletin selameti için Osmanlı Devleti yetkilileri, 14 Mayıs 1915'te Tehcir Kanunu adıyla, üç temel maddesi olan bir göç kanunu çıkardılar. Devlete ve millete zarar veren ve verme teşebbüsü içinde olan, Ermeniler'in bulundukları yerleşim birimlerinden alınarak daha güvenli yerlere nakledilmesi, bu işi ordunun yapması bunu yaparken de 'İSYAN' edip suç işleyenlerin dışında kimsenin cezalandırılmaması, hiçbir Ermeni'ye haksızlık ve zulüm yapılmaması, yapanların şiddetle cezalandırılacağı kararlaştırıldı.
Osmanlı, kendi vatandaşlarını insani ve İslâmi ölçüler çerçevesinde göç ettirmişti. Tehcir ettirmişti. Ermenilerin ve Avrupalıların iddia ettikleri ve zannettikleri gibi soykırım'a (tehcir) tabi tutulmamışlardı. Hem Osmanlı Devleti batılıların Müslümanlar'a yaptıkları gibi sayıları 800.000 ila 1.300.000 arasında olan Ermenileri toptan (suçlu suçsuz demeden) isteseydi katledemez miydi? Pekala edebilirdi!..Ama etmedi neden? Çünkü Osmanlı Müslüman'dı .
Osmanlı'daki toptan Ermeni nüfusu en mübalağlı verilerle bile, 1.500.000'i geçmemektedir.! Büyük Ermenistan olarak iddia edilen, planlanan Türkiye'nin Doğu vilayetlerinde bile Müslümanların nüfusu 5 milyona yakın iken Ermeniler'in toplam nüfusu 900.000 civarındadır..
Ermeni Tehcir'i sırasında gerek hastalık ve kıtlık yol zorlukları ve iklim ve Ermeni saldırıları sebebiyle 200.000 ila 400.000 civarında Ermeninin telef olduğu da inkar edilemez.!
Ancak bu istenmeyen acı faturaların gerçek sebebi Ermeniler'in kendileri ve emperyalist güçler siyasi, ekonomik, askeri, lojistik açılardan Osmanlı'ya karşı destekledikleri yerli, yabancı tarihçiler ve araştırmacılarca da itiraf edilmektedir!...
Ermenileri, Osmanlı'ya - Türkler'e düşman eden güçler Fransızlar, İngilizler ve Ruslar' dır! Bu güçler 400 ila 1.500.000 milyon MÜSLÜMANIN GERÇEK KATİLLERİDİR.
Bu Emperyalist güçler 'Ermeniler'i istismar etmek, oyuna getirip Türki Cumhuriyetlerinin, Türkiye'nin ve İslâm Dünyası'nın kendi öz kaynaklarını kullanmasını, ekonomik, siyasi ve kültürel birleşmesini engellemek istemektedir.
Aynı güçlerin Azerilere karşı Ermenileri Asala ve PKK'yı el altından veya açıkça desteklemeleri İslâm karşıtı politikaların bir gereğidir.!...
KAFKASYA'DA II. BİR İSRAİL :BÜYÜK ERMENİSTAN !..
'Yeni Dünya Düzeni' denen yeni sömürü düzeninde; Ortadoğu'da Büyük İsrail ne kadar taşıyorsa Kafkasya'da Büyük Ermenistan'ın kurulması, varlığının devamı o derece önemlidir!
1) 'Ermenistan'ı, Kafkasların İsrail'i, Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri arasında bir çıban başı, bir terör üssü olarak kullanmak istemekte ve desteklemektedir!
Bununla Müslüman Türk Cumhuriyetlerinin başta TÜRKİYE olmak üzere, İslâm Dünyasıyla kolayca bütünleşip ENTEGRASYONA girmelerini engellemektedir!..
2) Stratejik açıdan Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını kazanmalarını, Rusya'nın süperlikten çıkması açısından destekler, ancak MERKEZİ/İSLÂMİ yönetimden yoksun TÜRK CUMHURİYETLERİ Amerika'nın işine gelir!
3) Türkiye'nin doğusundaki PKK terörünü gizlice destekleyip, Türkiye'nin gücünü zayıflatmak, güvenilirliğini zedelemek, terörle ilgilenip TÜRKİ CUMHURİYETLERLE yakın ilgilenmesini önlemek!
4) PKK -ASALA işbirliği ile uzun vadede Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da bir KÜRT -ERMENİ federasyonu oluşturmak!
5) bir yandan :Ermenistan'a ticarette en kayırılan ülke statüsü (2-3 Nisan 1992) tanırken, öte yandan Müslüman Türki Cumhuriyetlerin zengin petroldoğalgaz ve diğer tabii kaynaklarını sömürmek istemektedir!
6) Türki Cumhuriyetlerin IMF ve Dünya Bankası gibi kapitalist kuruluşlara üye yapılarak ekonomik açıdan sömürülmesi. Bunun için de Türkiye'nin maske olarak kullanılması planlanmıştı.
7) Müslüman Türk Cumhuriyetlerinde, gerçek İslâm'ın eğitim ve yönetime egemen olmasını önlemek amacıyla, kapitalist sistemle uzlaşabilen, seküler-laik bir İslâm'ı ve batı tipi bir eğitim ve yönetim sistemini yerleştirmek istemektedir!
8)Evet Türkiye'de; dünün hızlı marksistlerinin bugün neden hızlı birer Amerikacı ve Atatürkçü kesildiklerini, "Benim çiftçim! Benim köylüm" edebiyatları yapan sağ-sol koalisyonunun köylünün 5(beş) milyonluk vergi borcunu affederken, buna karşılık (çoğu mason olan) zengin holdinglerin 33 trilyonluk borç ve faizlerini neden ve nasıl sildiğini, Körfez krizi sırasında Kuveyt'in kurtulması için ABD emriyle İncirlik'ten askeri uçaklar kaldıran, Türkiye'nin Karabağ'daki Ermeni vahşetine neden seyirci kaldığını biliyor musunuz?
Hocalı 'da, Şuşa'da, Ağdam'da silahsız savunmasız Türkleri vahşice katledip, 3 aylık bebeğin başını ezen Ermeni katillerin başı 'Amerika'nın dostu Ermenistan Devlet Başkanı Leon Ter Petrosyan' TC 'nin Başkanı DEMİREL'e 'Karabağ meselesiyle ilgili tutumundan dolayı neden TEŞEKKÜR ettiğini anlayabiliyor musunuz?
paylaşım için saol.