Teknoloji Ekibi

Konu Dışı => Konu Dışı Herşey => Edebiyat ve Müzik => Konuyu başlatan: makintel - 05 Ekim 2020, 23:13:55

Başlık: ....AT..... Birinci bölüm
Gönderen: makintel - 05 Ekim 2020, 23:13:55
Sadece  mahma hayvanının, sahibine sadık olduğunu zannetmeyin... Bir atım vardı, tüyleri kiremit rengi...Yeleleri upuzun ve simsiyah...Bomcuk boncuk  iri iri gözleri vardı...Ben ona, NONOŞ derdim.  Bakımını yapar, yemini suyunu verir, biribirimizin dilinden adeta anlardık. İyi anlaşan iki arkadaş gibiydik. Bazen arabaya koşar, bazen pulluğa koşar çift sürerdim, bazen de üzerine binip dört nala tarlaya giderdim... o zavallıcık bunlardan dolayı hiç hayıflanmazdı. Nankörlük düşünmeden, sevgi dolu gözleriyle boncuk boncuk bakardı gözlerime... Yalnız, sevimsiz bir kusuru vardı yaramazın; ahırda uzun süre aylak ve dinlek kaldığı zaman hırçın olur, ısırmıya kalkar,saldırganlaşır, yanına pek kimseyi sokmazdı.ama, beraber yine de iyi anlaşırdık.  Hatta bazı zamanlar, elimi dişlerinin arasına koyardım;''haydi ısır bakalım  nonoş '' derdim . Zavallı hayvancık, öyla olması gerektiğini zannederek, temkinli ve ağır ağır, koca koca  dişlerini bastırmıya başlardı.tepkimi gösterdiğimde derhal ağzını açar, canımı yakma haylazlığında bulunmazdı...Sonra, yanak yanağa verip biribirimize sevgimizi gösterirdik.
Son zamanlarda üzerimde bir asabiyet peydah olmuştu. Herşeye hemen asabileşip öfkeleniyor, olmıyacak zamanda rahatça kalp kırabiliyordum... Evden, ''yapma etme evladım sakin yaşa''diye yalvarmalarına rağmen... özellikle rahmetli ninem çok tepki gösterirdi bu kırıcı hallerime...
Bir ikindi üzeri...Okuldan geldim... üzerimi çıkartıp   avlu'ya indim...rengârenk çiçeklerle dolu güzel bir avlusu vardı evimizin. ..akşam sefaları yeni yeni diriliye başlamış , iki renkli uzun boylu kadifeler mis gibi bir kokuya belemişti ortalığı... Annem ve komşular bu çiçeklerin arasında oturmuşlar muhahbet ediyorlar; muhapbet, oldukça da koyu... O anda onlar beni görmüyorlar, veya ben öyle zannediyorum.
Bu arada imalı bir şekilde seslerini biraz yükselttiler; sanki gavilli bir döğüş vardı; ''Öyle bir dert varmış ki,insanın bir defa içine girdimi bir daha asla çıkmazmış'' dediğini duydum annemin. Ve diğer komşular da hep bir ağızdan desteklediler. ''hee komşu ya, çaresiz bir dertmiş, insanı, perişan eder, yataklara düşürürmüş, Bir daha da çare olmazmış''. Diğerleri de ağız birliği edip; ''bu hastalık, çok yorgun olunca, çok uykusuz kalınca, çok da her şeye sinirlenip daralınca müptelâ olurmuş insana''
Ahıra girip, atın yemini suyunu verdim , fazlada eylenmeyip yukarıya çıktım. Oradanda sokağa çıkıp oynamıya gideceğim... Fakat, rahatsız eden bir düşünce aldı beni...Deminki konuşmaların ucu banada dokunuyordu biraz.   Gerçekten de, ortada fol yok, yumurta yokken bendeki bu darlık niye? neden her şey beni hemen kızdırıyor, güzel güzel ,sükûnetle koşup oynamak, eylenmek ...Etrafıkdakilere güzel şeyler söylemek, onlarla her türlü güzelliği paylaşmak, neşeli olabilmek varken...Hayır hayır öyle olmamalı... Kendime çeki düzen vermeliyim... Tamam karar alıyorum ve bundan sonra, şartlar ne olursa olsun, artık hiçbir şeye kızmıyacağım...
Arkadaşlar, kayıtsız şartsız aniden alınan bu karar, mutlu sonuç verecek olumlu bir karar mı dersiz   acaba ?...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, İkinci bölümü biraz sonra,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,