Gönderen Konu: SORULARLA TÜM YÖNLERİYLE DEFİNECİLİK  (Okunma sayısı 497810 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Master Hunter

  • Ziyaretçi
SORULARLA TÜM YÖNLERİYLE DEFİNECİLİK
« : 10 Eylül 2007, 10:11:22 »
100 SORUDA TÜM TÖNLERİYLE DEFİNECİLİK

Soru: Defineciliği hobi için mi, yoksa kısa yoldan zengin olabilme amacıyla mı   yapmalıyız?

Bu sizin bileceğiniz iş...Ve fakat hobi olsun diye defineciliği ilgi alanı olarak seçmek bana bir parça tuhaf geliyor...... Birbirine zıt konular gibi sanki.... Sırf hobi olsun diye eline dedektörü alıp  araziye çıkmak ve define aramak nasıl bir duygudur doğrusu bilmiyorum.  Ama yapanlar varsa da  bir şey diyemiycem. Zevk renk meselesi....Olabilir elbette... Esasen profesyonel definecilikle ve profesyonel definecinin kullanacağı dedektör tipiyle hobi amaçlı yapılan definecilik ve bu amaçla kullanılan dedektörler birbirinden tamamen farklıdır..... Genel anlamda definecilik  hobi olarak yapılmaz... Burada başka amaçlar sözkonusudur....Zaten  hobi amaçlı dedektör satın alanlar genelde araziyede pek çıkmazlar. Evinin bahçesinde, ufak tefek yerlerde filan...Ciddi anlamda bişeyler sözkonusu değildir yani. Profesyonel definecilikte işin içinde yüksek miktarda adrenalin vardır, risk faktörü vardır. Böyle bir definecilik  tecrübe ister, bilgi birikim ister ve daha birçok şey ister. Yani birbirinden tamamen farklı konular  olduğunu arzetmeye çalışıyoruz.  Hobi olarak evinizin bahçesinde dedektörünüzle arama yapabilir, yada duvarın içinden geçen boruları vb. tesbit amacıyla bu türden birşeylerle merakınızı tatmin edebilirsiniz..Bununla birlikte araziyede çıkabilirsiniz elbette..Ama elinize bir av geçermi bilmem. Netice olarak; hobi amaçlı kullanılan dedektörlere dedektör denmeyeceğini gibi, yapılan işin adıda definecilik değildir.. Konunun içyüzü ise şudur: Gerçek anlamda defineciliğe ilgi sizin hayattan beklentilerinizle, deneyimlerinizle ve en önemlisi de  sosyo-ekonomik durumunuzla  paralellik arzeder. Özellikle kısa yoldan zengin olabilme amacıyla yapılan definecilikte böyle bir durum sökonusudur.... Eski zamanda gömülmüş olan değerli eşyaları çıkarma işi güçlü bir dedektöre gereksinim duymaktadır..Elbette uzman bir avcıyada.... Biz ağırlıklı olarak defineciliğin adrenalin ve risk faktörü yüksek olan ikinci kısmıyla ilgileniyoruz. Bununla birlikte avcıya  danışmanlık hizmeti ve yüksek performanslı  ekipmanlar sunabilme gayreti içerisindeyiz. .  Uzman bir define avcısı  kazı tekniğinden tutunda, dedektörünün en fonksiyonel kullanımına kadar, çevre güvenliğini sağlamada izleyeceği yöntemlere  kadar  ve daha birçok konuda olaya hakim olan kişidir.  İşin bu yönü uzun yılların tecrübe birikimine ihtiyaç duymaktadır......“At binenin kılıç kuşanındır” denilmiştir. Bu anlamdaki definecilik acemiliği ve tedbirsizliği hiç sevmez. Arazi ortamı ise tamamen farklıdır. Her an herşey olabilir. Profesyonel avcı kurt gibi olacak, nerede ne yapacağını bilecek, akıllı olacak. Eline dedektörü alıp uluorta araziye atlamayacak. Önce şüphelendiği arazide şöyle bir  doğa yürüyüşü yapacak, dolaşacak çevreyi tanıyacak daha sonra....Neyse işin bu yönünü kapatalım... Daha ileri gidersek illegal kaçabilir.... Yani tüm bu anlatılanlar hobi defineciliğinde sözkonusu değildir demek istiyoruz..
Bu işin temelinde: “Toprak altında kalacağına işimize yarasın” düşüncesi vardır.. Bu düşünce kanımca çokta yanlış sayılmaz. Kimi defineci büyük bir hırsla yılların maküs talihine son verebilmek için her türlü riski ve neticeyi göze alarak bu işe girişmektedir. Kimisi de doğayı sever, doğaya çıkmak için bir bahane arar işin içine  bir parça  heyecan katabilmek için alır eline dedektörü çıkar araziye. Kimisi şu, kimisi bu derken birçok amaçla araziye çıkılabilir. Netice olarak hobi yada kısa yoldan zengin olabilme amacıyla yapılan definecilik  tamamen sizin hayat felsefenize ve beklentilerinize bağlıdır...  

Soru: En ideal define arama yöntemi yada yöntemleri nelerdir.?

Bu sorunun cevabı basit.... Elbette dedektörlerdir. Ancak güçlü bir dedektör olması kaydıyla....Piyasadaki yüzde doksan dedektör hobi amaçlıdır ve performansları yetersizdir.. Ticari birtakım beklentilerle piyasaya sürülmüş abartılı reklamları olan cihazlar olduklarından profesyonel avcıya reel kullanımda fayda sağlaması sözkonusu değildir... Herne kadar bazı  firmalar  kendi dedektörleri için test videoları yayınlıyorlarsa da burada da çeşitli sıkıntılar mevcuttur. Özellikle bazı yerli tasarım dedektörlerin durumu çok vahimdir.. Maalesef defineci bu cihazların albenisine, abartılı övgülerine  kapılıp milyarlarını dökmektedir. Biz bu olumsuz durumu gözönünde bulundurarak defineci arkadaşlarımıza yüksek performanslı profesyonel amaçla kullanacağı yüksek performanslı dedektörler geliştiriyoruz.. Bu hizmetimizle definecinin cebine enaz birkaç milyar bırakıyoruz.
Dedektörlerin dışında kalan tüm usül ve yöntemlerin define aramada hem çok zahmetli hem güvenilirliğin oldukça düşük olduğunun bilinmesi yerinde olacaktır. Hatta kimi define tesbit etme  yöntemleri oldukça risklidir. Bu yöntemlere burada girecek değiliz. Bu verimsiz yöntemlerin içinde alan tarama ve toprak altı görüntüleme cihazları da dahildir.
Dolayısıyla biz defineciliğe ilgi duyan arkadaşlarımıza kaliteli ve güçlü bir pals dedektör edinmelerini her zaman için tavsiye ederiz...Böyle bir dedektörün size sağlayacağı avantajlar saymakla bitmez..Örneğin DELTA PULSE bu amaçla kullanabilecek ideal bir dedektördür....



Soru: Satın aldığım yada kendi yaptığım elyapımı bir metal dedektörle arazide define avına çıkmanın her.gi bir sakıncası ve yasal sorumluluğu var mıdır?

Bu konunun iki yönü var.. Metal dedektörlerin teknik kısmıyla ilgili bilgi alışverişinde ve deneme, test, öğretim vb. amaçlara yönelik  devre yapmakta ve (araziye çıkmamak kaydıyla) kullanmanın her.gi bir sakıncası ve  yasal sorumluluğu yoktur.. Ve fakat böyle bir dedektörü arazide define aramada kullanacaksanız yani yaptığınız yada satın aldığınız dedektörünüzü profesyonel amaçlarla kullanacaksanız bütünüyle sakıncası yoktur diyemeyiz... Esasen fabrikasyon dedektörle bile araziye çıksanız yine de tedbiri elden bırakmamalısınız.Daha önceki yazılarımızda da izah etmeye çalıştığımız gibi cihazınızın faturalı olması, gece arama yapılmaması  kaydıyla  arazide define araması yapmak suç değildir. Kazmayı vurmak ise suçtur. Böyle bir durumda yakalanırsanız  cihazınız faturalı dahi olsa yaka paça götürürler...Öte yandan cihazınız faturalı bile olsa  gece aramalarında kullanamazsınız..Gece aramalarında faturalı cihazla suçüstü yakalanırsanız yine yaka paça götürürler.Aslına bakılırsa makinanızın faturalı olmasının çokta bir avantajı yoktur. Yargıtay kararında “define tesbit edilebilmesi için bir takim icrai faaliyetlere girişilmesi gerektiğinden bahisle dedektörlere işaret edilmekte ve cihazın faturalı olup olmaması sözkonusu edilmemektedir. Öte yandan cihazınızın faturalı olması size kazı yapma yetkisini tanımaz. Dağ bayır gezersiniz sadece..Kazı yapabilmek için mutlaka resmi yollara başvurmanız gerekir. Dedektörlerle sadece define arama esnasında cihazın faturası istenmektedir. Bunun dışındaki her.gi bir metal arama sırasında faturası sorulmamaktadır.Bilindiği üzere dedektörler sadece define avı için kullanılmamaktadır. Bu cihazların define avı için kulanılması işin sadece küçük bir bölümünü oluşturur.. Adı üzerinde metal dedektörü..Metal tesbitiyle ilgili her konuda kullanılabilir. Üst arama vb. gibi.. Hal böyle olmakla birlikte bu işlere hevesli olan bir definecinin makinam illada faturalı olmalı yoksa başım belaya girer yaklaşımını da yanlış buluyorum.Bunun yerine ondabir fiyatına belki daha da düşük bir rakama mal edeceği bir dedektörüyle elbette araziye çıkabilir. Piyasaya milyarları dökmeye mecbur değildir.  Aslında memlekemizde bu konuyla ilgili her.gi bir yasal düzenleme olmaması çeşitli sıkıntılara yolaçmaktadır. Bununla birlikte tedbir olarak  elyapımı cihazının aküsünün,kutusunun ve elektronik elemanlarının faturasının yanınızda bulunması faydalı olacaktır.Çevreyi  şüphelendirmeden yanınızda kazı aletleri bulunmamak kaydıyla sadece define tesbiti için araziye çıkılmasını tavsiye ederiz...Böylesi bir durumda faturayı çıkarır gösterirsiniz.Faturamı işte fatura..Aldım Karaköy’den kendim yaptım işte... Aslına bakılırsa  kazı yapamadıktan sonra cihazın faturasının olup yada olmamasının çok bir anlamı yoktur. Ancak bunu yetkililere izah etmekte zorluk çekebilirsiniz....Esasen dediimiz gibi böyle bir uygulamanın mantığı da yok. Yani fatura aynı zamanda kazı ruhsatı yerinede geçse bunu anlayabiliriz işin mantığı vardır deriz.. Ama böyle bir durumda sözkonusu değil. Yani:”Benim cihazımın faturası vardı onun içinde kazı yapıyordum” diye ifade verirseniz  yersiniz 5 seneyi.!.Enaz 2 sene...Avcı kazı yapamayacak sadece gündüz arama yapacak, güneş batınca makinasını kapatacak vs. filan tüm bu işlemleride cihazı faturalı olursa yapabilecek aksi takdirde yapamayacak....Zaten piyasa cihazlarının neredeyse tamamı tek para avcılığı için(küçük başlık) tasarımlanmıştır.Şimdi hangi defineci toprak altında 20-30 santimdeki tek parayı çıkarmak için resmi yollara başvurur. Bir kazma darbesi zaten enaz 20-25 santim toprağa işliyor.. Ama bu esnada bile yakalansa bu bir suçtur, tek paraymış çok paraymış dinlenilmez. Şayet defineci derinden bir sinyal alsa bile dedektörlerde kesin anlamda bir ayrım olmadığı ve aşağıdaki objeninde kesin olarak hangi tür metal olduğunu bilinemeyeceği için define yerini tesbit ettikten sonra resmi kazı için başvurduğunu düşünsek bile kazdığında aşağıdan teneke vb. kıymetsiz bir metal çıkarsa yapılan tüm masraflar definecinin üzerinde kalacaktır. Kariyeri çizdirmesi de cabası...Pekala böyle böyle bir defineci ne kadar gidebilir. Her sinyal aldığında resmi başvuru mu yapacak. Zaten dedektörün verdiği her sinyal metal değildir....Yanlış anlaşılmasın kaçak kazı yapılsın demiyorum. Tarihi eserlerimiz yurtdışına kaçırılsın filan asla böyle bir düşüncem olamaz. Bunların hepsi milli servettir.Ve fakat bu işe esaslı bir çözüm getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Biz defineciler ne zamana kadar dağda bağda jandarmayla köşe kapmaca oynayacaz. Defineciliğe ilgi duyan bir avcı faturalı cihazım olacak diye piyasaya 3-5 milyarı vermek zorunda mıdır?..Ben şahsen yetkililerin yerinde olsam her iki taraftan konunun uzmanı kişileri biraraya getirir konunun açmazlarını masaya yatırır ve soruna çözüm çareleri arardım. Aksi takdirde  halihazırdaki uygulamalarla kaçak kazıların önüne geçileceğini düşünmüyorum.....  


Soru: Cin,büyü,tılsım vb. şeylerin definecilikle ilgisi var mıdır? Şayet varsa korunma yöntemleri nelerdir? Ayrıca bulduğumuz bir defineyi nasıl elden çıkarabiliriz?

....Ve daha birçok sorunun cevabı haftaya....

(Not:
 Her hafta  5-6 tane soru-cevap  yayınlanacaktır. Arkadaşlarımdan mümkünse bu başlık altına mesaj göndermemelerini rica ediyorum. )

« Son Düzenleme: 10 Eylül 2007, 10:18:57 Gönderen: Master Hunter »

Master Hunter

  • Ziyaretçi
Ynt: SORULARLA TÜM YÖNLERİYLE DEFİNECİLİK
« Yanıtla #1 : 17 Eylül 2007, 11:40:02 »
Soru: Piyasadaki dedektörlere ne ölçüde güvenebiliriz?.Tavsiye edeceğiniz yerli-yabancı bir dedektör marka ismi verebilir misiniz? Ayrıca alan tarama ve yer altı görünteleme cihazları hakkında düşünceniz nedir?

Cevap: Aslında bu soruya çok sık cevap verdim çeşitli yazılarımda…Piyasadaki dedektörlerin hepsi yetersizdir demiyoruz zaten. Ama sahtekarların çok olduğuna dikkat çekmek istiyoruz...Piyasadaki yüzde doksan dedektörün hobi dedektörü olduğunu bilin. Kaportasına,boyasına-cilasına işe yaramaz lcd ekranlarına kanmayın. Ben 1985-95 arası satın aldığım dedektörlere verdiğim para 5000 doları geçti.. Ve fakat iyiside olsa kötüsüde olsa pahalılar..Herşeyden önce dedektörlerin size sağlayacağı faydanın size yetip yetmeyeceğine karar verin. Yoksa dünyanın en iyi dedektörü bile olsa işe yaramaz deyip atarsanız. Dedektörlerin en iyisi tek parayı 40 santim dolaylarından algılar. Şayet bir dedektör tek parayı 40 santim dolaylarından algılıyorsa bu süper bir dedektördür. Pals sistemlerin dışında bu derinliğe ulaşan başka bir sistem dedektör yoktur. Bir dedektörün 2-3 metre derinliği varsa bu sanılmasınki tek parayı yakalama derinliğidir. Dolayısıyla dedektör alırken satıcıya dedektörün max. algılama derinliğini sorarsanız tuzağa düştünüz demektir. “Dedektör kaç metreden çekiyor” diye bir soru yanlıştır.. Çünkü bir dedektörün max. algılama derinliği sizin hiçbir zaman işinize yaramaz. Toprak altında araba yada vapur arayacak değilsiniz sanırım. Araba büyüklüğünde defineyi kim kaybetmişte sen bulacaksın? Biz işin realitesine bakalım. İşimizi bilimsel yapalım. İyi bir dedektörün sizin işinize yarayacak derinliğini en fazla 1 metre çok nadiren 1,5 metredir. Bunun nedenini ise size şöyle arzedelim: Toprak altındaki gömülerin yüzde doksandan fazla bölümünü 0.5 ile 21 cm çapındaki metal objeler oluşturur. Daha büyük ölçülerdeki metaller ise geri kalan yüzde onluk kısmı oluşturur. Bu kabaca bir sınıflandırmadır. Yani demekki toprak altında küçük ve orta ölçekli defineler daha çok. Bu ölçülerdeki defineleri yada metal temelli defineleri cihazınızın menzili dahilinde en büyüğünü en fazla 1 metre dolaylarından max. algılarsınız. Ortalama bir tabak büyüklüğündeki metali 1 metre dolaylarından max. görebilirsiniz. Toprağın 1 metre altındaki tek parayı yakalayabilen bir sistem henüz icat edilmedi. Tek parada max. 40 santim dolaylarında gidebilirsiniz. Az önce sözünü ettiğimiz  derinlik değerlerini 40-45 santimlik başlık için yazıyorum. Zaten küçük ve orta ölçekli metaller için en fazla bu başlıkları kullanabilirsiniz. Arama başlığınız 40 santim çapın üzerine çıktığında küçük metallere hassasiyeti yavaş yavaş kaybedersiniz. Tek parada en iyi neticeyi 25-35cm çap aralığındaki başlıklar veriyor. Ve fakat:”Ben tek para avcısı yani tektekçi değilim. Büyük parçalarla uğraşıcam bu şekilde mineral vb. belalardanda kurtulmuş olurum” diyorsanız iş değişir. O zaman büyük ölçekli metallerde küçük başlıklara göre daha fazla derine inebilirsiniz.Örneğin 1m2’lik başlıkla....Tüm bu anlattıklarımız iyi bir pals sistem dedektör için geçerlidir. Yani eniyisinin durumunu anlatıyorum. Aslında işin bu yönünün daha uzun izahı var ama konunun anlaşılmış olduğunu düşünerek kısa kesiyorum. O zaman nasıl oldu  yani dedektörlerin ne olup ne olmadığını bilin diyoruz.. Piyasadaki reklamlara da fazla itibar etmeyin.....  Zaten piyasadaki birçok cihazı profesyonel amaçlarla kullanamazsınız.
Alan tarama ve yer altı görünteleme meselesine gelince..Bu meseleyi kısadan halledelim o zaman. Bunlar tamamen kandırmacadır. Umut tüccarlığıdır..Şayet sokağa atacak param var diyorsanız bu sistemleri tavsiye ederim......
.............................................
Daha dün  dürüst bilinen bir dedektör firmamızın reklamlarında dahi 20santimlik arama başlığıyla net 4 metreden algılama mesafesi vardır diye reklamını gördüm sitelerinde. Biz 1m2 başlıklı pals dedektörle  çok devasa ölçülerdeki metalleri dahi 4 metreden zor yakalarken sen 20 santimlik başlıklı vlf dedektörle 4 metrenin hayalini nerde görüyorsun?? Sanıyorum 40 santim yazacakken yanlışlık yaptılar....Yahu dediğinizin yarısı doğru çıksa sizi dürüst kabul edip takdir edicem ve aleyhinize tek satır yazmıycam. . Yazılarımız ses getirmiş olacakki artık 7-8 metre derinlikli reklamlarını kaldırmışlar. Şimdi dedektörlerini derinliklerini 4 metreye indirmişler..Sormak lazım diğer 4 metre nereye gitti diye..1 metreye indirene kadar yazmaya devam edicez... Bununla birlikte oldukça kaliteli, iyi cihazlarda var. Ama “iyi” cihazlarda “iyi para”.....Mesela Minelabın GP serisi ve Lorenz deepmax3 marka dedektörler  defineciler arasında kabul görmüş makinalardır. Ama fiyatları orta halli bir defineci için çok anormal.. Prensip olarak yerli dedektör marka ismi vermeyi doğru bulmuyorum.
Ben şahsen binlerce doları bu yabancı markalara vereceğime hemen hemen aynı özellikte olan DELTA PULSE’yi tercih ederim. Neticede hepsi aynı sistemle çalışıyorlar. Pals sistem yani...Belki onların biraz teferrutı fazla ama ana sistem mantığı aynı..Elbette tüm bunlar  sadece bir tavsiye...Bunun dışında illada piyasadan dedektör alıcam diyorsanız cihazınızı gidin görün, test edin. “Memnun kalırsanız alın”deriz..Birde pahalı bir dedektörün iyi bir dedektör olduğunu sanmayın. “Pahalısıysa iyisidir” yaklaşımı bu sektörde çokta geçerli değildir.Konu hakkında diyeceğim bunlar...       

Master Hunter

  • Ziyaretçi
Ynt: SORULARLA TÜM YÖNLERİYLE DEFİNECİLİK
« Yanıtla #2 : 17 Eylül 2007, 11:41:17 »
Soru: Cin,büyü,tılsım vb. şeylerin definecilikle ilgisi var mıdır? Şayet varsa korunma yöntemleri nelerdir?

Cevap: 
Definecilerin çoğunluğunun görüşüne sözünü ettiğiniz birtakım doğaüstü güçler vb. şeylerin define ile ilgisi vardır. Yine definecilerin bir kısmı da  bu gibi şeylerin tamamen hurafe olduğunu düşünmektedir... Elbette bu tür konular elle tutulup, gözle görülemeyen türden şeyler olduğu için cinlerin define üzerinde doğrudan bir tesirinin olup olmadığı anlaşılamamaktadır... Ve fakat bu işlere yıllarını vermiş birçok defineci kazı esnasında kimi sesler duyduklarını, birtakım insan yada hayvan  şekilleri gördüklerini, bunların kendilerini korkuttuklarını; kazı esnasında üzerlerinde olumsuz bir enerji hissettiklerini, kazı sonrası sözkonusu bu olumsuz  enerjinin üzerlerinden kalktığını vb. türden başlarından geçen bazı olayları aktarmaktadırlar.. Kimi defineciler başlarından geçen bu olaylarla  cinler arasında bir bağıntı olduğunu düşünmektedirler. Buna benzer  kimi olaylarla da bizzat bende karşılaştım.
………………………………………
İslam dini büyüyü ve büyünün olumsuz etkilerini kabul etmektedir. Ancak  büyü yapılmasını ve büyü işleriyle uğraşılmasını yasaklamaktadır. Yine İslam Dinine göre cinler vardır ve cinlerin kendine mahsus ayrı bir yaşam biçimleri sözkonusudur. Defineciler arasındaki yaygın kanaate göre yüklü bir gömü olması kaydıyla  defineyi korumak amacıyla eski zamanda doğaüstü bazı güçlerden faydanılmış ve gömüye büyü yapılmıştır.   
Tüm bu anlatılan olayları “halüsinasyon, hurafe vb.” sözlerle kestirip atmanın ve konuyu hafife almanın doğru bir yaklaşım olmayacağı açıktır. Bu gibi şeyler  hakkında defineciler arasında söylentiler artmışsa işin bu yönünün  konunun uzmanları tarafından kapsamlı olarak araştırılmasını ve işin içyüzünün gün yüzüne çıkarılmasının  gerekliliği açıktır. Cinlerin ve büyünün zararlı etkilerinden  korunma yöntemleri hakkında dini kitaplarda  Felak ve Nas surelerini ve kimi Kur’an ayetlerini okumanın genel anlamda bir koruma sağlayacağı yazılıdır..


Master Hunter

  • Ziyaretçi
Ynt: SORULARLA TÜM YÖNLERİYLE DEFİNECİLİK
« Yanıtla #3 : 17 Eylül 2007, 11:43:16 »

Soru: Elyapımı bir dedektörle piyasa malı bir dedektör arasındaki temel fark nedir..?


Cevap: Şunu tüm samimiyetimle söylemeliyim ki kaliteli bir el yapımı dedektör uzman bir elden çıkması kaydıyla piyasadaki yüzde doksan dedektörden daha iyi bir performansa sahiptir.
Kullanılan elektronik elemanlar aynıdır. Yani entegreyi yada bir başka elektronik elemanı el ile imal etmiyoruz. İşin ana kısmı aynıdır hatta dahada iyidir. Sadece dış dizayn, iskelet
 vb. ekipmanlar el yapımıdır. Bununda reel kullanımda her.gi bir sakıncası yada dezavantajlı bir yönü yoktur.. Hem elyapımı dedektörler piyasa dedektörlerinin onda bir fiyatına alınabiliyor..Piyasada dedektörlerinin  cazibelerine kanmayın deriz. Birçok özelliklerinin reel kullanımda size faydası yoktur.Uzman bir elden çıkmış ucuz ve kaliteli bir dedektörü her zaman için tercih edin deriz.


Master Hunter

  • Ziyaretçi
Ynt: SORULARLA TÜM YÖNLERİYLE DEFİNECİLİK
« Yanıtla #4 : 28 Eylül 2007, 09:22:20 »
Soru: Delta Pulse, Sniffer, Hammerhead vb.  Pals dedektörlerin ayrımsız olması yada genel anlamda pals dedektörlerde ayrım işlevinin yeterli düzeyde olmaması ve hedefin derinliğini ölçebilme kabiliyetinin bulunmaması bir dezavantaj değil midir? .
 


Cevap: Hayır değildir... Bilindiği üzere pals sistem dedektörler büyük başlıkla derin aramalarda kullanım için geliştirilmiştir. Asıl tasarımlanma amacı budur....Pals sistemlerin dışında kalan dedektör sistemleriyle yüksek performanslı derin arama yapamazsınız. Yine bilindiği üzere derin aramalarda  ayrım gerekmemektedir. Çünkü büyük ebatlı arama başlığı (örneğin 1m2) büyük hedefleri derinden yakalamak için kullanılacağı için yani tek para avcılığı için büyük ebatlı arama  başlıkların kullanımı sözkonusu olamayacağından büyük başlıkla sinyal alınan her noktaya bakılması gerekir. Elbette bir parça tecrübede olmalı.. Zira oltaya büyük balık gelmiştir. Bu balık büyükçe bir demir bile olsa bakılmalıdır. Ne olup ne olmadığı hiç belli olmaz. İşe yarar bir parçadır ama demirdir,zararı yok..Diğer sistem dedektörlere göre pals dedektörlerin çalışma mantığından kaynaklanan kimi üstün yönleri varsada metal ayrım kabiliyetleri yoktur. Yani kesin ve net anlamda bir ayrımı kastediyorum. Zaten böyle bir ayrım hiçbir dedektör sisteminde yoktur.  Vlf sistem dedektörlerde çok sınırlı da olsa bir parça ayrım vardır. Ama bu sistem dedektörleride derin aramalarda kullanamazsınız. Bu sistem dedektörler  tek para avcılığı için tasarımlanmıştır. En iyisi ve en pahalısı 15-20 santim aralığından tek parayı algılıyor. Bilindiği üzere  ayrım işlevi  özellikle tek para avcılığında istenir.  Çünkü tek para avcılığında kullanılacak arama başlıkları küçük ebatta olacağından ve topraktaki mineral, istenmeyen diğer küçük metallerden, oluşumlardan ve kimi kapasitif etkilerden  bobinin etkilenmesi daha fazla olacağından adım başı kazının önüne geçebilmek için  ayrım özelliğinin aranması normal bir durumdur. Ancak buradaki ayrımın da güvenilir olduğunu söylemek zordur.. Maalesef halihazırda satılan vlf sistem dedektörlerde de sıfır yanılma payı olan bir ayrım sözkonusu değildir.. Bu bütün marka vlf sistem dedektörler için geçerlidir. Dedektörlerde “ayrım” vardır denilip yada "Ben yaptım oldu" deyip işin içinden çıkılmamalıdır. Havada metalleri tek tek ayıran bir sistem gerçekleştirilebilse dahi böylesi bir ayrım gerçek arazi koşullarında yetersiz kalacaktır.. Dolayısıyla ayrım konusunda saplantınız olmasın. Toprak yapısı bütün oyunları bozmaktadır..Öyle zor arazi koşulları varki burada en kral ayrımın dahi beş para etmeyeceğini bilin... Dolayısıyla dedektörünüz ister ayrımlı olsun ister ayrımsız boşa kazı yapma riskiniz hiçbir zaman sıfır değildir. Sürekli boşa kazı yaparak arazide zaman kaybetmenin de çevre güvenliği sağlamada zorluk gib kimi açılardan riskli yönleri vardır.. . 
……………………………………….
Büyük başlıkta derin aramalarda ise ayrım özelliğinin  aranmayacağını söyledik....Bir pals dedektörü küçük başlıklarda kullanımında ise çeşitli sıkıntılar sözkonusudur. Küçük başlık denilince 15-35 cm aralığındaki başlıkları düşünün. 40 santimden hatta 45 santimden itibaren yukarıya doğru diğer başlık çapları büyük başlık sayılırlar. Örneğin GP3500 dedektör en iyi pals dedektörlerden biridir. Oldukça iyi derinlik performansı olan bir cihaz. Oldukçada iyi fiyatı var tabii.. Ama Minelab kulanıcıları bu makinadan şikayetçi oldukarını gördüm...Sebebi ise minerallerden çok etkilenmesi….Kaliteli bir  pals dedektörü küçük başlıkta kullanmaya kalktığınızda vede hassas bir ayarda iseniz makine resmen  başınıza bela oluyor. Adım başı sinyal veriyor...GP3500 tek parayı ALL METAL konumuda 40-45 santim aralığında rahat algılama yapıyor.. DISC. konumunda ise kabaca bir on santim kadar kaybı var. Yani dünyanın en iyi ve en pahalı dedektörlerinden olan GP3500 bile  tek parayı 40 santim dolaylarında görüyor, bir sofra sinisini 1,5 metre dolaylarından algılıyor(44 cmlik başlıkla). Bu algılamaların tamamı ALL METAL  konumunda gerçekleşmiştir....... Şimdi bu cihazla ALL METAL konumunda araziye çıktığımızda adım başı sinyal alacağız demektir ve maalesef öylede oluyor..Minerale sinyal veriyor, küp kırığına öter artık önüne gelene sinyal verir. Özellikle demir mineralli topraklar  pals dedektörlerin  canına okuyor.  Acemi bir kullanıcı böyle bir arazide  toprağın altını define döşeli zanneder…  Şu halde tek parayı 45 santimden yakalamanın çokda bir espirisi kalmıyor. Her türlü olumsuz toprak ve zemin  koşullarından  etkilenmeden toprak altında ayrımlı olarak tek parayı 45 santimden  yakalasa şapkanı havaya at.!!. Ama nerde..??
………………………………..
Kendim yaptığım denemelerde yarım santim çapında 1 gramlık metali bile 10-12 santimden algılıyor. .Definecide hırslı...”Ne kadar derine inersem o kadar iyidir” diyor “Toprak altında 30 santimdeki tek paraları topladım hele birde 40-45 santime iniyim bakalım nolacak” diyor ayrım modundan çıkıyor bu seferde adım başı makine sinyal veriyor…... "Yok böyle olmayacak" diyor  ayrım moduna geçiyor (ferro-non-ferro) bu seferde derinlik gidiyor onada gönlü razı değil.. Hele birde acemilik varsa artık ne yapacağını şaşırıyor arazide.. Define aramayı bırakıyor dedektörüyle boğuşuyor ....Amma havada yapılan testlerde algılama mükemmel... Ve fakat defineci havada define aramayacak malum....Yani topraktan kaynaklanan kimi sıkıntılar dedektörlerin işini  bozuyor.. Toprağa vurdunmu işler göründüğü kadar kolay olmuyor..Dikkat buyrulsun burada örnek verirken dünyanın en kaliteli ve en pahalı dedektörlerinden olan  GP3500’ü ele alıyorum...Diğerlerini gündeme almıyorum..En iyisinin durumunu arzetmeye çalışıyorum. Yani 4000-5000 dolar verip bu cihazı satın aldığınızda başınıza gelecek durumları izah etmeye çalışıyorum. Aynı durum Lorenz deepmax3 içinde geçerlidir. Yani fiyatına filan bakarak o kadarda gözünüzde büyütmeyin bu makinaları.... Bununla birlikte bu makinanın mineral oranı düşük kaba gevşek topraklarda verimi artıyor. Esasen bu kural her dedektör sistemi için geçerlidir. Yani buda artı bir özellik değildir...Yukarıdan beri anlattığımız tüm bu  olumsuz durumların önüne büyük arama başlığı kullanarak geçebilirsiniz. En azından sözkonusu olumsuzlukları minimum düzeye indirebilirsiniz. Örneğin 1m2lik başlık buna bir örnektir.Evet küçük ölçekli objeler,tek paralar,defineler vs. toprak altında büyük parçalara oranla daha çok bulunuyor...Bu doğru.. Ama yukarıda değindiğimiz kimi  olumsuzluklar yüzünden yıldırıcı usandırıcı bir durum arzediyor defineci için. Bizden söylemesi, yine de siz bilirsiniz. Tek para avcılığı yapmak istiyorsanız ya en hassas ayarda bile tek parayı 10-15 santimden fazla görmeyen vlf yada bfo dedektörleri kullanacaksınız illada  pals makine kullanacam diyorsanız  makineyi kör ayarda yani düşük ayarda kullanacaksınız..Pals makineyi hassas ayarda küçük başlıkla araziye çıktığınızda ipin ucu kaçıyor. Bizim ömrümüz dağlarda geçti. Gerçek doğa koşullarından sözediyorum. Zaten bir iki defa boşa kazı yaptıktan yada yanıltıcı ayrım sinyali aldıktan sonra hevesi kaçıyor insanın..... Acaba makinam altın sinyali veriyor ama yinemi teneke çıkacak diyerekten kazı yapmaya gözü kesmiyor belkide bu yüzden farkında olmadan defineyi bile kaçırıyor. Araziyi köstebek gibi deşelemeninde bir mantığı yok.Birde memleketimiz maşallah mineral zengini bir ülke..Makineyi açar açmaz sinyal alınır mı yav? Ben Hammerheadle öyle bölgelere girdimki makineyi kapatmaktan başka çarem kalmadı....Ama makine ne yapsın..Ben biliyorum ki lüzumsuz birşeye sinyal veriyor..İşi bilmeyen bir avcı toprağın altını define döşeli sanar. Ya ni profesyonel definecilik açısından olaya bakıyoruz.. Yoksa hobi olarak eşeleyin durun toprağı..O başka iş..Yani Midyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım diyorum. Rantabiliteden bahsediyorum.Tecrübelerimi aktarmaya çalışıyorum.Büyük başlık kullanmanın öneminden bahsediyorum. Boşa kazı yapmayalım diyorum. Ha bu arada büyük başlıklada hep doluya kazma sallarsınız demiyorum. Ama bu oran oldukça düşüktür küçük başlıklar gibi asla değildir....Ama sizde bir parça kendinizi geliştirin..Deneyimlerinizi artırın.Defineci şimdi soruyor:"Cihazın kaç metreden çekiyor" diyoruzki 3-4 metre aralığından görür max. olarak.:"Ayrım var mı" diyor."yok" diyoruz."Olmadı" diyor..Pekala ayrımlı olan cihazınız varmı? diyor."Var ama vlf sistem derinliği düşük olur,tek paraı 10-15 santimden görür" diyoruz."Yok buda olmadı" diyor..Ne olacak peki...?? Birinden vazgeçeceksin mecburen..Hem 3-4 metreden yakalasın hemde ayrımlı olsun..Yok böyle birşey ..Var diyenlerede inanma..!!Külahıma anlatsın onlar...
......................................................
Büyük başlıkla derin arama en ideal sistemlerdir pals sistem dedektörlerdir başka sistem yoktur.. Olmaması da normaldir. Çünkü diğer sistemler büyük başlıkla kullanıma uygun değildirler. Verimsizdirler. Benim yaptığım en kaliteli bfo sistem dedektör 1m2 başlıkla bir sofra sinisini (yaklaşık 60cm çap) 60-65 santimden zor yakaladı. En iyi vlf dedektörüm tek parayı 20 santim civarından gördü..Ama bir Delta Pulse bir sofra sinisini  2,5 metre dolaylarından rahat yakalıyor. Aradaki fark  kat kat..... Eveet bu konu anlaşıldı.
...........
Aslına bakarsak ayrım konusunu pals dedektörlerden açısından değilde genel anlamda tüm dedektör sistemleri bağlamında konuyu ele alırsak daha iyi anlayabiliriz. Şayet halihazırda yüzdeyüz ayrımlı ve tüm metal türlerini tek tek tanıyan, birbirine karıştırmayan,her türlü olumsuz toprak koşullarında şaşmayan,şaşırtmayan bir ayrım işlevi olan metal dedektör olsa  o zaman sözünü ettiğiniz durum pals sistemler için bir  dezavantaj teşkil edebilir.ama maalesef böyle bir şey yok, olması da uzak bir ihtimal..Yani havada ayrım yapmışsın kaç para..?Aynı ayrımı toprak altında da yapabilsene..Bak bakıyım makine nasıl çuvallıyor. Piyasadaki ayrımlı olduğu iddia edilen dedektörlerin tamamı sizin anladığınız manada bir ayrım işlevine sahip değildirler. Kimi ferro-nonferro(demir-demir olmayan) türü ayrıma benzeyen ama reel kullanımda ayrımla alakası olmayan bir ayrım türü vardır bu tür bir ayrımda  değerli ve değersiz metaller aynı grupta değerlendirildiği için cihaz kimi değerli ve değersiz metallere aynı sinyali verdiğinden kesin bir ayrım sözkonusu olmamaktadır.. Örneğin dünyanın en iyi ayrım yapabilen yüzde yüz ayrımlı olduğu iddia edilerek lanse edilen  yerli marka ve bilinen bir cihaz “gümüşede, alüminyumada,bakırada ekranda “kıymetli metal” sinyali vermektedir...Şu durumda ekranda “kıymetli metal” yazısı çıktığında aşağıdaki gümüşte olabilir, alüminyumda olabilir, bakırda olabilir yanılma payını işin içine girdiğinde hiç alakasız bir metalde olabilir..  Aynı durum altın içinde geçerlidir. Yerli marka olduğu için firma ismi vermiycem.... Kıymetli metal yazısı çıktı ekrana.... Vurdun kazmayı toprağa aşağıda alüminyumdan yada bakırdan mamül  bir teneke çıktı ne olacak şimdi.?. Fakat makine inadına  hala “kıymetli metal” sinyali veriyor..Birde yanında birkaç kişiyle ava çıkmışsan  milyarlar verip aldığın dünyanın en iyi ayrımlı makinesi diye  hava atmak  istemişsen kariyeri çizdirdin gitti işte...Kariyeri kurtarmak istiyorsan o makineyi orada imha edeceksin. Varsa marifetiniz gümüşe, alüminyuma, bakıra tüm metallere hepsine ayrı ayrı sinyal veren makine yapabilsenize..  Birde gönderdikleri videoda:”Alüminyum ve bakır bildiğiniz gibi kıymetli metaldir. Makinemizi alüminyum ve bakır için için kıymetli metal olarak programladık......”  deniliyor... Banamı sordun programlarken...?."Olmuyor.. beceremiyoruz, yapamadık" demiyorda “programladık” diyor. Kıymetsiz metal olarak programlasana...Bugün bakırın kilosu kaç para? Onuda hurda fiyatına alırlar...Varmı sadece altına sinyal veren başkasını görmeyen...?Ama her ortamda..Altın diye yazıyorsa ekranda altını alacam aşağıda. Yoksa bir tane led lamba koyup üzerine “altın” yazmakla makine ayrımlı olmuyor. Birde: Gerçek arazi şartlarında test edilen görüntülerimizi tıklayın izleyin!” diye sitelerinde bir bölüm var. Hah dedim yav...”Şimdi gerçekten bu işi yapan birilerini çıktı” dedim. Labaratuar ortamında yapılan testlerin  yanıltıcı kandırıcı olduğu hakkındaki yazımız ses getirdi dedim. Ama oda ne..?? Toprağın üzerine koymuşlar bir tane bakır tabak,bir tane alüminyum tabak, birde gümüş levha makinayı havadan toprak üzerindeki metallere gösteriyorlar ve makine havada olduğu halde hepsine “kıymetli metal” sinyali veriyor. Sizin gerçek arazi  koşullarında test yaptık dediğiniz bu mu Allahaşkına..? Çocuk mu kandırıyorsunuz Allahaşkına..??Ayıp olmayacağını bilsem linkini veririm ama kalsın...İsteyenlere özel olarak verebilirim. Herneyse konu uzun  burada bırakalım... Kimisi ise metal reddedebilme özelliği ile bazı değersiz metalleri reddetse bile büyük oranda derinlik kayıpları yaşanmaktadır. Birtane değersizi reddediyor on tane değersizi yine yakalıyor.Yani tek parada 10-20 santim aralığında bir reddetme olmaktadır.......O zaman nasıl oldu. Şu ayrım işini kafanızdan şimdilik silin. En azından yeni bir icat çıkana kadar..... Birçok  defineciye ve bana göre altının dışındaki tüm metaller değersizdir. Defineci altının peşindedir altının..Bize hikaye okumayın.... Görüldüğü üzere bugün itibariyle dedektörlerde hangi tür ayrım özelliği olursa olsun  reel kullanımda arazi şartlarında işimize yaramamaktadır. Boşa kazma sallama derdimiz bitmemiştir. Ama maalesef defineci cihazın dijital ekranlı olmasına  kanıyor, boyasına cilasına derken beş para etmez makinalara eşek yükü para yatırıyor..Bir mili servet bu şekilde heba olup gidiyor.37 santimlik başlıkla 7 metreden algılama yapan makinayı alıyor bakıyorki durum vahim, rezalet ortaya çıkmasın diye de kimseye birşey söyleyemiyor...Ve daha neler neler...
Girmeyelim uzun çeker...Ve fakat bir teknisyen bilgi ve becerisini geliştirebilmek için vlf sistem dedektörler yapsın.Eyvalah...Amma makinayı çalıştırdıktan sonrada:" süper ayrımlı bir makina yaptım" filan diyerektende kimseye birşeyi yutturmaya kalkmasın..Ayıp olur...
................................................
Peki reel kullanımda hangi özellikteki dedektör işimize yarar  diye sorulursa hemen cevap verelim. Gerçek arazi şartlarında ve her türlü olumsuz toprak koşullarında ve ayrım moduna geçildiğinde derinlik kayıpları yaşamadan, metal türünü tespit etmede sıfır yanılma payı olan (yani boşa kazı yaptırtma riski sıfır olan) gerektiğinde sadece altına sinyal verebilen ve bilinen tüm metalleri tek tek ayırabilen ve bunları birbirene karıştırmayan bir cihaz varsa hah işte buna ayrımlı dedektör denilir..Ama böyle bir metal dedektörü henüz icat edilmedi..Evet siz ayrım diyince bunu anlıyorsunuz dimi..?Bende bunu anlıyorum.. Peki bize beş para etmez makinaları niye yutturdular..? Ben GP3500’de bile bulamadım aradığım ayrımı...... Yoksa cihaz yukarda altın sinyali verecek aşağıda teneke çıkacak vesaire filan bunlara karnımız tok. Yüzde yüz ayrımlı diye cihaz alıyorsun ama kandırıldığını bil. Defineci ayrım denilince ne bekliyor ne anlıyor başka..Cihazının gerçek durumu başka... Hiç birbirimizi kandırmayalım...
.................................

Görülüyor ki ayrımlı denilen cihazlarda reel kullanımda aslında ayrımsız cihazlardan farkı yoktur. Şimdi “ayrımsız” ifadesini kullanılınca sanılıyor ki “ayrımlı” cihazlar var. Gerçek anlamda bir metal ayrımı, metal dedektörlerinde (en azından şimdilik) yoktur.
Derinlik meselesine gelince bu da ayrım işindeki muamma gibidir. En iyi koşullarda kabaca yaklaşık bir değer verir.  Toprak yapısı vb. olumsuz durumlar işin içine girerse tamamen alakasız derinlik değerleri verir.Böylesi derinlik ölçen yerli yapım bir dedektörü kullandım.Marka ismi önemli değil. Tek parayı havada 20 santim civarında gösterdiğimizde ekranda 52 santim yazıyordu...J
O zaman bu konuyu toparlayalım. Dedektörünüzde büyük başlık kullandığınızda zaten ayrıma gerek yoktur. Çünkü büyük başlıklar küçük başlıklar gibi olur olmaz herşeye  sinyal vermeyeceğinden yada önemsiz bir derinlikten göreceğinden büyük metalere sinyal vereceğinden  aşağıdaki demir bile olsa bakılmalıdır. Çünkü bu metal büyük bir metaldir.Ne olursa olsun bakılması gerekir.Sıkıntı küçük başlıklardadır. Ve fakat ayrımsız cihazlarda hep çiviye,at nalına sinyal verecek değil. Bir defa isabet ederse ihya eder...Ben şahsen ayrımlı denilen bir cihaz kullanmıyorum..Yokki öyle bir cihaz kullanayım. Ve ayrımsız bir DELTA PULSE’yi kırk tane ayrımlı cihaza değişmem. Yav bu kadar tatlı bir dedektörmü olur yav... Delta Pulse tek kelimeyle harika bir dedektör.
Aynı şekilde nasılki ayrım işi bir muaama ise derinlik ölçebilme kabiliyetide öyledir.

Evet herne kadar dönüp dolaşıp aynı konuları ele almış olsakta bu yazımızda aceleye geldiğinden idare edin artık...

Saygılarımla.............
« Son Düzenleme: 28 Eylül 2007, 09:39:48 Gönderen: Master Hunter »

Çevrimdışı yeraltıcı

  • Yüzbaşı
  • ***
  • İleti: 258
Ynt: SORULARLA TÜM YÖNLERİYLE DEFİNECİLİK
« Yanıtla #5 : 29 Eylül 2007, 01:10:09 »
bilgileriniz için teşekkürler hocam. gerçekten çok faydalı tecrübelerinizi buraya aktarmışsınız. bu ayrım ve derinlik işi gerçekten tam bir muamma. demiri ayırsan aliminyumu ve diğer metalleri ayıramıyorsun. ben bir elektronikçi değilim. arayıcıyım. yani cihazı kullanan bir avcı. tabiiki benim gibi olanlar daima işini kolaylaştıracak en iyi cihazın peşinde olur. elbombacı arkadaşın IB cihazlar üzerinde çalışması derinlik içeriyormu onu tam oalrak bilemiyoruz. herkeze başarılar ve sağlıklar dilerim 8)

Master Hunter

  • Ziyaretçi
Ynt: SORULARLA TÜM YÖNLERİYLE DEFİNECİLİK
« Yanıtla #6 : 01 Ekim 2007, 11:53:24 »
Soru: Resmi başvuru ile kazı yapmak oldukça prosedürlü ve masraflı bir yöntem. Özelliklede dedektörün tesbit ettiği  tek bir madeni para için resmi yollara başvurmak makul gözükmüyor...  Dolayısıyla kaçak kazıdan başka çaremiz kalmıyor. Kaçak kazı yapmamız hakkında tavsiyeleriniz....

Cevap:
Elbette kaçak kazı yapmanızı  tavsiye edecek değiliz.. Ve fakat  işin realiteside maalesef bu yöndedir....Definecilerin büyük bir kısmının kaçak kazı yaptıklarını herkes biliyor....Kaçak kazı esnasında suçüstü yakalananların gün geçmiyorki basında haberleri çıkmasın. Ben öyle sanıyorumki binden ancak bir iki kişi yakalanıyor. Tanıdığım birçok defineci yıllardır kaçak kazı yaptıkları halde baskına uğramadıklarını söylemişlerdir. Ama bu kişiler işin kurdu olmuş definecilerdi. Önce arama yapacağı yerin çevre güvenliği açısından risk analizini yapar şayet arama yapacağı alan risk faktörü yüksek bir bölge ise tonlarca altın olacağınıda bilse o bölgeye girmez.Profesyonel avcılar arama yaptıkları bölgeler çevre güvenliği açısından risk faktörü orta yada düşük düzeyde olan yerleri tercih ediyorlar. Tanımadıkları yabancı bir bölgede av yapacaklarsa hemen birden araziye dalmazlar, enaz 5-6 saat yada birgün boyunca çevreyi tanımaya çalışırlar. Risk faktörü yüksek bir bölge olduğu anlarlarsa girmezler. Tüm bu yöntemler korkaklık değil, aklı yerinde kullanmaktır yani tedbirdir. Yoksa: “Benim makinam var, kim karışacakmış ?!” filan  deyip donkişotluk yapılmaya kalkılırsa fatura ağır olabilir. Definecilik donkişotluğu hiç sevmez. Olabildiğince tedbiri sever. Bunları yazarken kaçak kazıya özendiriyoruz gibi bir şey anlaşılmasın…Cihazınız faturalı dahi olsa gündüz vakti arama yapmanız serbest olmasına karşın yinede sayılan önlemleri göz önünde bulundurmalısınız.
................................................................
Bilindiği üzere kaçak kazı  oldukça  riskli bir yöntemdir... Resmi başvurunun ise prosedürlü  olduğu doğrudur..Ancak bu konuda yapacağımız çokda fazla bir şey yoktur... Yanınızda dedektör,kazma,kürek vb. aletler varsa vede kazı esnasında  baskına uğradıysanız işiniz bir parça zor olacak demektir. Burada tek paraymış,on kilo altınmış önemli değildir. Kaçak kazının hapis cezasının olduğu biliniyor...Yani yakalandığınız zaman sonuçları ağır olur demek istiyoruz.
Malum bu işlerin  düşmanı da  çok oluyor..Özellikle dost kılığındaki düşmanlar başınızı büyük belalar açabilir. En yakınınız sizi ihbar eder yada edebilir..Definecilikte babanıza güvenmeyin derim....Bu işlerle uğraştığınızı kimse bilmesin. Ne gerek var? Sağda solda dost toplantılarında define işleriyle ilgili laf açılarsa hiç oralı olmayın. Definecilik gizliliği ve tedbiri çok sever...Yoksa ben buradayım der gibi uluorta meydana atlanılırsa olası sonuçlarını göze almanız gerekir..Hiç belli olmaz bekler bekler fırsatını buldummu çevirir Alo 156’yı…Dedektörünüzü ise arazide olabildiğince kamufle edin ve buna özen gösterin. Bu yöntemi heryerde uygulayın..Olur olmaz yerlerde dedektörünüzü çıkartıp herkese göstermeyin.Şu hava civa atma işlerini bırakın.. Bu işlerle uğraştığınızı kimse bilmesin. Ne gerek var.? Kendi sonunuzu kendiniz hazırlamayın.. Malum bu işlerle uğraşanlara kıskanlar,haset edenler çok olur. Düşman en bol olan alanlardan biridir definecilik..”Sen yiyeceksinde ben bakacam mı?” der yapmadığı pislik kalmaz.....Arazide define avına çıkmasanız bile sizde dedektör olduğunu bilmesi bile yeterlidir boş durmaz arkadan arkaya açığınızı aramanın derdindedir. Sadece bir kişi bile işinizi bitirmeye yeter. Bu bir kişi ise genelde en yakınlarınızdan olur.. Aslına bakılırsa bu işlerin deyim yerindeyse “En iğrenç” yönüde burasıdır.......Ve fakat tüm bu olumsuz durumların önüne tedbirli olmakla geçilebilinir. Burada size kuru laf konuşulmuyor. 20 yılı aşan tecrübeler aktarılıyor. Başına bir şey gelirse hiç kusura bakma…! Biz sana daha önce söyledik…..
…………………………..
 Öte yandan define arama ruhsatının kaldırılmasını bende istiyorum. Bu gibi yasalar tarihi eser kaçakçılığının önüne geçmek için yapıldı ama maalesef kaçak kazıyı özendiriyor..Tam tersi oluyor. Uzun sözün kısası dikkatli olalım,akıllı olalım...


Master Hunter

  • Ziyaretçi
Ynt: SORULARLA TÜM YÖNLERİYLE DEFİNECİLİK
« Yanıtla #7 : 01 Ekim 2007, 11:54:19 »
Soru: İyi bir metal dedektörün özellikleri neler olmalıdır.?

Cevap:
İyi bir metal dedektörü definecinin performans beklentilerine cevap verebilmeli fazla sayıda ayar düğmesi içermemeli ve kontrolu kolay olmalıdır..Ayrıca hafif ve sağlam olmalı yetkili bir servisi yada tamircisi bulunmalı kullanıcının elinde kalmamalıdır. Derinlik olarak ise tek bir madeni parayı enaz 30 santimden bir tencere kapağını ise enaz 1 metre dolaylarından algılıyabilmelidir. Bu türden bir dedektör  profesyonel bir cihazdır.Rahatlıkla arazide kullanabilirsiniz. Delta Pulse  böyle bir dedektördür. Bu değerleri çok rahat aşıyor. Hammerheadde küçük parçalarda alternatif bir dedektördür. Yukarıda saydığımız veriler ışığında alacağınız dedektöre karar verebilirsiniz. Özellikle tek parayı yakalama mesafesi önemlidir..Alacağınız dedektör küçük başlıklı ise tek parayı yakalama derinliğini sorun yada test edin…Hiçbir zaman satın alacağınız dedektörün maximum derinliğini sormayın. Maximum  yanıltıcıdır yani sizin  işinize yaramayan bir derinliktir. Maximum güç sadece makinenın gücü hakkında fikir verir. Büyük parçaları yakalama gücüne yada algılama mesafesine göre orantısal olarak küçük panrçaları yakalama derinliği tahmin edilebilir. Ve fakat piyasada denilen 6-7 metre max. Derinlikli dedektörlerin gerçekle alakası yoktur. Bu derece bir derinliğe çok devasa boyutlardaki başlıkla yine çok devasa ölçülerdeki metaller tesbit edilebilinir. Yoksa 37 santimli başlıkla en iyi dedektörle en iyi şartlarda  gideceğiniz max. derinlik 1,5-2 metre dolaylarındadır..Tek parada 30 santim algılama mesafesinden aşağısına  razı olmayın…Büyük başlıklarda ise 25x25 cm ölçülerindeki bir metali yada tabağı algılama mesafesi size alacağınız cihazın performansı hakkında ipucu verecektir.

Master Hunter

  • Ziyaretçi
Ynt: SORULARLA TÜM YÖNLERİYLE DEFİNECİLİK
« Yanıtla #8 : 01 Ekim 2007, 11:56:31 »
Soru: Dedektörüne genel aramalar için tek bir arama başlığı kullanmak isteyen defineci  hangi ebatta arama başlığı kullanmalıdır..?

Cevap: Tek bir ölçüde arama başlığını söylemek doğru olmayabilir..Hem sonra bunun kesin bir ölçüsüde yoktur… Bu kullanım amacınıza ve hangi boyutta define avcılığına ilgi duyduğunuza göre değişir. Tektekciyseniz 20-25 yada 30 cm çaplı bir başlık işinizi görür.. Büyük parçalar için ise 45 cmlik başlığı aşmanız gerekir. Minimum 40 cm.. Genelde derin aramalarda 1m2lik başlık tercih ediliyor.. Ve derin aramalar için en ideal başlık tipide bence budur. Gerek küçük ebatlı metalleri görmemesi gerekse toprağın kimi olumsuz etkilerinden olabildiğince az  etkilenmesi 1m2’lik başlıkları cazip kılmaktadır.… Hemde derinlik performansıda çok harika….Rahat 3-4 metre(max.) derinliğe inersiniz. Elbette bu derinlik her toprak için geçerli değildir. Yaz aylarında kuru, kaba ve gevşek topraklarda olabildiğince derine inersiniz. Daha öncede dediğimiz gibi dedektörünüzün kaliteli olmasıyla iş bitmiyor.Kullanıcının deneyimide definecilikte belirleyici rol oynar. Tecrübesiz bir defineci dünyanın en iyi makinesini bile battal eder..Verim alamaz..Deneyimli bir defineci ise beş para etmez bir dedektörü bile olabildiğince fonksiyonel  kullanabilir.. Dolayısıyla dedektör kullanımı gibi konularda kendinizi geliştirmenizi öneririm. Defineyi dedektör bulacak ama en optimum ayarlara alındığında bulacak. Yoksa bas aç/kapa düğmesine tut toprağa gelsin altınlar yok öyle…Ben şahsen şu aralar tek para avcılığını bıraktım gibi… Bunun nedenlerini yukarıda anlattım…Ben ağırlıklı olarak 1m2lik başlıkla araziye çıkıyorum ve bana yetiyor..Yani tek olarak bu başlığı kullanıyorum. Bize yeten  Delta Pulse dedektör sizin beklentilerinizi daha  fazla karşılaması lazım.

Master Hunter

  • Ziyaretçi
Ynt: SORULARLA TÜM YÖNLERİYLE DEFİNECİLİK
« Yanıtla #9 : 01 Ekim 2007, 12:03:07 »
Önümüzdeki hafta için cevaplanmış bazı sorular.... Bekleyin.....

Define işaretlerine ve haritalarına ne ölçüde güvenebiliriz? Piyasadaki define işaretlerini yorumlayan eserlerin güvenilirliği nedir.?

Dedektörlerin  küp,kiremit ve tuğla kırıklarına sinyal verdiği doğru mudur? Şayet durum böyleyse ne yapılmalıdır?

Büyük başlıklı Delta Pulse dedektör ile arazi şartlarında nelere dikkat etmeliyiz.?Ve büyük başlıkta pratik DELTA PULSE kullanımı hakkında bilgi verebilir misiniz?…

Master Hunter

  • Ziyaretçi
Ynt: SORULARLA TÜM YÖNLERİYLE DEFİNECİLİK
« Yanıtla #10 : 08 Ekim 2007, 10:39:45 »
Soru: Dedektörlerin  küp,kiremit ve tuğla kırıklarına sinyal verdiği doğru mudur? Şayet durum böyleyse ne yapılmalıdır?


Cevap: Sözünü ettiğiniz objelerin hammaddesi içinde metal ve ametal yoğunluğu oldukça fazla olan killi topraklardır. Killi topraklar ise diğer toprak türlerine göre element bileşikli minerallerin en yoğun olduğu bir toprak türüdür..Killi toprak ıslandığı zaman çeşitli şekiller alabilen,geçirimsiz yumuşak bir toprak türüdür.Kilin esas maddesi alüminyum silikat hidratı olup,türüne yada çıkarıldığı yere göre içerisinde sodyum,potasyum,kalsiyum ve demir gibi elementler bulunur. Bu tür toprak türlerine bir şekle, kalıba girebilmesinden yani elastikiyetinden dolayı seramikte “plastik toprak” türleri olarak adlandırılır..Plastik  killer özellikle tuğya,küp,kiremit,çanak,çömlek ve benzeri şeylerin imalatında kullanılır.Bu tip killi toprakların bileşiminde silisyum ve alüminyumdan başka daima demiroksit ve bazende kireç bulunur. 100gram killi toprağın bileşimde yüzde57 oranında silisyum,yüzde 30 kadar alüminyum,ve yüzde 2-3 oranında demir oksit bulunur.Kalanı ise kalsiyum ve diğer minerallerdir. Killi toprak aynı zamanda bünyesinde birçok metal oksitleri de barındırır.Buna örnek olarak  demiroksit ve bakıroksiti gösterebiliriz…Killi toprağın çıkarıldığı bölgeye göre toprağın içerisindeki  mineral oranı değişiklik gösterir..Fakat her durumda killi toprağın, humuslu toprağa göre içerdiği mineral  oranı çok yüksektir. Pals dedektörler saf alüminyuma sinyal vermezler. Fakat demir ve demiroksitten(paslı demir) çok etkilenirler. Şayet killi toprakların bünyesinde alümin oranında demir oksit olsaydı özellikle  dedektörlerle define aramanın çokta bir esprisi kalmazdı..Pals dedektörler alüminyuma sinyal vermezken bfo ve vlf sistemler alüminyum metaline sinyal verdiklerinden bu gibi oluşumlardan enaz etkilenen sistemler pals sistemlerdir.Bu toprak türü teknolojinin birçok alanında elektrik-elektronik ve tıpta çeşitli alanlarda kullanılmaktadır.
Pals dedektörlerin ise algılama yapabilmesi bir başka deyişle bir objeye sinyal verebilmesi için sözkonusu maddenin üzerinde akım tutabilme kabiliyeti olan bir obje olması gerektiğini söylemiştik....Örneğin plastikten yada tahtadan mamül maddeler üzerlerinde akım tutabilme kabiliyetleri olmadığından pals dedektörler bu tür objelere sinyal vermezler. Bununla birlikte bazı metallerde üzerlerinde olabildiğince yüksek oranda akım tutabilme kabiliyetine sahiptirler. Ve bu tür metaller pals dedektörlerce yüksek hassasiyette algılanır. Buna örnek ise demir ve bakır metalidir. Pals dedektörlerin özellikle oksitlenmiş demire yada bakıra duyarlılıkları çok fazladır. Bu nedenle killi topraktan mamül hangi obje olursa olsun killi toprağın yapısından kaynaklanan  kimi durumlar nedeniyle  pals dedektörler düşük derinlikten de olsa algılama yapmaktadırlar. Ve fakat diğer sistem dedektörler pals sisteme göre çanak ve çömlekten mamül eşyalara daha fazla duyarlılıkları vardır. Benim kullandığım vlf sistem bir dedektörde eski yapı bir tuğlaya “kıymetli metal” sinyali veriyordu. Her ne kadar elementer bileşikli mineral partikülleri toprak içerisinde dağınık olarak ve düşük oranda bulunuyorsada yüksek güç ayarında pals dedektörler düşük algılama derinliğinden  algılama yapmaktadırlar...Fakat aynı ebatta tamamı demir olan bir metal olsa bu çok daha fazla derinden algılanacaktır.Bilindiği üzere belirli bir kimyevi bileşiğe sahip doğal olarak meydana gelmiş homojen yani tek görünümlü katı maddelere mineral diyoruz..Doğada mineraller bakır,demir,altın,gümüş vb. elementer halde veya sodyum klorür(tuz), kalsiyum karbonat gibi bileşik halinde bulunabilirler. Üzerinde akım depolayabilme kabiliyeti olan her türlü elementer bileşikli mineraller pals dedektörlerce yoğunluğuna bağlı olarak pals dedektörlerce algılanır..Bfo dedektörlerde algılar, vlf dedektörlerde algılar. Özellikle demir metali yada paslı demir pals dedektörlerin başının belasıdır..Demir minerali olan  yada demir madeni filizi bulunan bölgeleri pals dedektörlerde sevmez definecilerde sevmez...Çünkü demir bütün oyunlarımızı bozmaktadır. Vlf sistemlerde demir metali kısmende olsa elenebilse bile bir tane değersizi aradan çıkıyor fakat diğer değersiz metallere sinyal alımı yine sürüyor(örneğin çinko ve bakır gibi). Tüm değersizleri eleyen bir sistem henüz icat edilmedi. Zaten bu sistemlerinde profesyonel bir avcı için hiçte  tatmin edici olmayan derinlikleri var..Yanlış anlaşılmasın olaya definecilik ve dedektörler açısından bakıyoruz. Yoksa demir metali çok yararlı bir metaldir. Bugünkü medeniyete demir medeniyeti denilse yeridir. Zira hangi tür obje olursa olsun mutlaka ona demirin bir katkısı vardır. Konuyu farklı boyutta ele aldığımızı bir kez  daha hatırlatalım.
………………………
Ben şimdiye kadar elementer bileşikli mineral sorunun aşabilen bir dedektör görmedim. Dünyanın en iyi ve en pahalı dedektörlerinden olan GP3500 bile küp, kiremit kırıklarına sinyal veriyor elementer bileşikli minerallere sinyal veriyor..Dolayısıyla konuyu iyi anlayalım, iyi kavrayalım.. Yoksa mal bulmuş malik gibi “Delta Pulse, Hammerhead yada bir başka pals dedektör minerallere sinyal veriyormuş, o zaman işe yaramaz” filan gibi bir yaklaşım çok yanlıştır. Bu sorun dedektörlerin genel bir sorunudur. Öte yandan define arama yöntemleri içerisinde risk oranı ve dezavantajlı yönü en düşük olan yöntem dedektörlerle yapılan define arama türüdür. Defineciyi cin,büyü işlerine yönlendirecek halimiz yok sanırım. Bu tür yöntemlerin risk oranı diğerine göre kıyas bile edilmez. Ve fakat dediğimiz gibi bir parça tecrübeyle dedektörlerdeki bu sorun aşılabilmektedir. Özellikle eski yapılı tuğlalarda mineral oranı çok yüksektir. Ben yaptığım denemelerde bir fabrikasyon çatı kiremitini kaplama olarak 30 cm başlıklı Hammerheade yüksek hassasiyette gösterdiğimde 7-8cm’den algılamaya başladı..Ama aynı büyüklükte bir demir olsa 70-80cmden görür..Çok daha eski zamanlara ait hemen hemen aynı ebatta bir tuğlanın ise 13-14 santimden algılandığını gördüm.Şimdi şu konu iyi anlaşılsın. Pals dedektörler normal şartlar altında toprağa sinyal vermezler.Hiçbir dedektör toprağa sinyal vermez. Normal bir toprağın  akım depolayabilme kabiliyeti yoktur.(Mineral oranı yüksek olmadığı sürece…) Ve fakat toprakta mineral oranı özellikle demir mineralinin oranı arttıkça bir diğer ifadeyle pals dedektörlerin algılama yapabilecek şartları taşımaya başladığı andan itibaren dedektör sinyal verir. Bu tıpkı bir tahtanın içine bir metal parçası konulduğunda dedektörün algılama yapmasına benzer. Şimdi dedektör tahtaya mı sinyal veriyor yoksa içindeki metale mi sinyal veriyor. Aynı şekilde avucunuzun içine aldığınız tek parayı dedektöre gösterdiğinizde sinyal vermesi gibidir. Dedektör elbette etten,kemikten olan elinize değil,avucunuzun içinde bulunan madeni paraya sinyal vermektedir.Buda böyledir. Kısaca toprağın içerisinde bulunan element bileşikli mineraller algılanmaktadır. Bu sadece küp,kiremit için değil, killi toprakların bulunduğu  mineral oranı yüksek bir bölgede arama yaptığınızda cihazınız yine  sinyal verecektir. İllada küp,tuğla olması şart değildir. Burada tipik mineral belasıyla karşı karşıyayız. Bu sorunu aşacak bir dedektör henüz icat edilmemiştir. Hangi marka dedektör olursa olsun, kaç bin dolar fiyatı olursa olsun  dedektörler minerallerden etkilenmektedir. Örneğin iki avuç demir tozunu toprak üzerine tarlaya tohum eker gibi serpiştirin.Daha sonra cihazınızla aramaya geçin. Dedektörünüzün büyükçe bir bölgede sinyal verdiğini hayretle göreceksiniz.Aynı durumu toprak altında düşünün.İşte mineral olayı budur.Herne kadar pals dedektörlerde örnekleme katında yapılan kimi ayarlamalarla sorun aşılmaya çalışılsada bu seferde derinlik kayıpları gibi istenmeyen kimi durumlar yaşanmaktadır. Ayrımlı pals dedektörlerin(ferro-nonferro) ayrım moduna geçildiğinde yaşanan derinlik kayıplarının nedeni budur. Yani bir sorunu aşalım derken  başka bir sorunla karşı karşıya kalmaktayız... Böylesi durumlarda definecinin tecrübesi belirleyici rol oynamaktadır. Aşağıda sıraladığımız bazı önlemleri uyguladığınızda bu sorunu aşabilir yada minimum düzeye indirebilirsiniz. Yani aldığım cihaz taşa, toprağa sinyal veriyor derseniz hata yapmış olursunuz..Aldığınız cihaz yine metale sinyal vermektedir ancak siz cihazın algıladığı metali görmemektesiniz. Siz baktığınızda küpü,tuğlayı görüyorsunuz, cihaz ise onun içindeki metal partiküllerini görüyor, sinyal veriyor...Konunun iç yüzü budur. Dolayısıyla satın aldığınız pals dedektörünüzde her.gi bir sorun yoktur..
…………………………………………………..
Peki böylesi bir durumda ne yapılmalıdır denilirse; Her şeyden önce derin arama yapan ayrımsız bir dedektörle rastgele yerde arama yapmamalısınız.. Böyle bir cihazla kuşkulu bölgelerde arama yapmalısınız. Hakkında söylentisi çok olan yerleri ilk etapta tercih etmelisiniz. Ayrıca aramaya başladığınız bölgede etrafta küp,kiremit vb. parçaları, kırıkları varsa makinenizin bunlara algılama yapabileceğini önceden bilmelisiniz. Zaten böylesi objeler yüksek hassasiyette düşük derinlikten algılanacağı ve algılanacak olan maddeninde ebatının büyükçe olması gerekeceğinden sinyal alınsa bile en fazla 10-15 santim kazdığınızda karşınıza bir şeyler çıkmalıdır.. Burada sözkonusu ettiğimiz normal büyüklükteki bir küp yada tuğladır. Yoksa adama boyu küplerde var. Ben bir defasında böyle dev bir küpün içine girip bağdaş kurup oturmuştum. Küçük bir merdivenle çıkmıştım küpün ağzına..Böylesi devasa bir küp varsa bunu enaz 1 metreden aşağı görmez. Ancak böyleside binlerden bir ihtimalle size denk gelir.Toprağı 10-15 santim kazdıktan sonra  karşınıza küp,tuğla kırıntıları çıkmışsa bunları temizledikten sonra makinemizi tekrar toprağa gösteriyoruz. Şayet sinyal varsa kazıya devam, sinyal yoksa yola devam….Definecinin tecrübesi çok önemlidir. Makinenizin yüksek performanslı olmasıyla herşey bitmiyor. Kullanıcı sizsiniz.Definecininde yüksek performanslı tecrübesine ihtiyaç vardır.Acemi, tecrübesiz bir kullanıcının elinde dünyanın en iyi makineside olsa netice alamaz, dedektörünü verimli kullanamaz. Ve fakat tecrübeli bir kullanıcı ise en kötü dedektörü bile en fonksiyonel tarzda kullanabilecektir..Dolayısıyla sadece makineyle iş bitmiyor..Bunun altını birkez daha çiziyoruz..O size yardımcı olacak, sizde ona yardımcı olacaksınız derken mutlu sona kavuşacaksınız.     

Saygılarımla……..

MASTER HUNTER…. 
« Son Düzenleme: 08 Ekim 2007, 10:48:11 Gönderen: Master Hunter »

Master Hunter

  • Ziyaretçi
Ynt: SORULARLA TÜM YÖNLERİYLE DEFİNECİLİK
« Yanıtla #11 : 08 Ekim 2007, 10:41:46 »
Soru: Büyük başlıklı Delta Pulse dedektör ile arazi şartlarında nelere dikkat etmeliyiz.?Ve büyük başlıkta pratik DELTA PULSE kullanımı hakkında bilgi verebilir misiniz?…

Cevap: Büyük başlıklı DELTA PULSE kullanımının birçok avantajlı yönü vardır.Herşeyden önce mineral belasına olabildiğince az takılarak bazen hiç görmeden ilerleyebiliyorsunuz.Küp,tuğla kırıklarından olabildiğince az etkileniyor. Küçük başlıklara göre birçok üstün yönleri var. Fakat böylesi bir başlığı tek para avcılığında kullanamazsınız. Büyük olta büyük balıklar içindir. Hem sonra birçok definecinin derinlik takıntısı vardır. İlk yönelttiği soru: “dedektörünüz kaç metreden çekiyor”dur.İşte size 3-4 metreden rahat algılama yapabilen bir dedektör. Aslında 3-4 metre az gibi görünsede reel olarak 3 metre kazanı ben daha görmedim.2 metre derinliğe inmek bile büyük bir uğraşı istemektedir. Birde çakıllı toprak ise iş hepten zordur. Dolayısıyla ben şahsen büyük başlık kullanmanızı tavsiye ederim. Boşa kazı yapmayım diyorsanız. Büyük başlıklarda boşa kazı yapma oranı olabildiğince düşüktür.Amma diğer yazımızda da değindiğimiz gibi böylesi bir cihazla şüpheli yerlerde arama yapın. Nedenleri ise yukarıda anlattım. anlattım. Zaten Delta Pulse yapı olarak derin aramalarda büyük başlık kullanımı için tasarımlanmış bir dedektördür. Bu dedektörü büyük başlıklarda güvenle kullanabilirsiniz.
Pratik DELTA PULSE kullanımını kendi imalatını yaptığımız makinelere göre anlatıcam. Zira bazı teknisyenlerin yaptığı makinelerde .azı ayar düğmelerini saat yönünde bazılarını ise saat yönünün tersinde çevirdiğinizde hassasiyet artmaktadır. Bu herne kadar sorun teşkil etmesede psikolojik olarak saat yönünde olmasını defineciler tercih ediyor. Dolayısıyla bizim makinelerimizde ayar düğmelerinin tamamı saat yönünde çevrildiğinde dedektörün gücü artmaktadır. Dedektörümüzde Solda sağa doğru:Eşik(Thresold),Kazanç(Gain),Signal(Sinyal),Sensitivity(Duyarlık),Power(Güç) ayar düğmeleri vardır.Sinyal ve hassasiyet düğmeleri bazı modellerimizde yoktur. Bu ayarlar max. konumda ayarlanıp devre içerisinde bırakılmıştır. Arazide kullanılacak olan dedektörün ayar düğmelerinin olabildiğince az ve fonksiyonel olması istenilir.Fazla ayar düğmesi olan dedektörlerin cazibesine kapılmayın. Bu ayar düğmelerinin  birçoğu lüzumsuzdur. Göz boyamak için konulmuştur.Herneyse….
İlk önce bütün ayar düğmelerini saat yönünün tam tersi istikameti olan “0” konumuna getiriyoruz. makinemiz boynumuzda 1m2lik arama başlığı yerden 15-20 santim kadar yukarıda tutuyoruz. Arama başlığını çokta yukarı kaldırırsanız başlık bu seferde makineden etkilenir ve sinyal vermeye başlar. Dedektörünüzün boynunuza taktığınız askılığın ne çok fazla uzun nede kısa olsun. Bu askılık gereğinden uzun yapılmışsa çeşitli sıkıntılar sözkonusudur. Elektroniksel olarak bir sıkıntı olmaz. Sürekli sallanır, başlığın algılama  menziline daha çabuk girer vs…
Başlık yerden bir miktar yukarıda iken makinemizi açıyoruz. Şayet açtığımızda hoparlörden kaymalı tonda bir ses çıkışı geliyorsa RESET tuşuna 3-4 saniye kadar basılı tutarak bu sesi susturuyoruz. Ses gelmese dahi yinede reset tuşuna bir süre basın çekin. Daha sonra Kazanç düğmesini saklanın 6-7 konumuna doğru sürüklüyoruz.Skalanın tamamı 10 ayar konumunda tamamlanmaktadır. Bu ayarlamalar sürerken çıkıştan bir ses geliyorsa  metal algılanıyor olabilir..Bölgeden biraz uzaklaşın yada başlığı bir parça daha kaldırıp indirin algılama sürerse aşağıya bakılmalıdır.. Mümkünse denemelerinizi şehir içinde yapmayın. Hele ev içinde büyük başlığı hiç denemeye kalmayın makineyi  susturamazsınız.  Tüm denemelerinizi açık arazide yapın. Ardından sens ve signal ayarlarını skaladaki 10 konumuna yani max. konuma getiriyoruz. Eşik ve güç düğmesini skaladaki 5 ayar noktasına yani orta konuma alıyoruz. Eşik potunu biraz daha artırabiliriz. Dedektörünüzü bu şekilde tüm ünitelerinin max. güçte çalışması sağlanmıştır. Delta Pulse normal ses çıkışı 160mW dolaylarındadır. Bu ses çıkışı herne kadar kulaklık kullanımlarında yeterli olsa da özellikle rüzgarlı,fırtınalı havalarda arama yapılırken mutlaka hopörlerden dinleme yapılması gerekecektir. Dolayısıyla bu güçteki ses çıkışı yeterli olmayacaktır. Çıkışa 1Watlık bir çıkış katı eklendiği takdirde sorun çözümlenmiş olacaktır. Daha güçlü çıkış katlarına gerek yoktur.Aksi takdirde aküye daha fazla yüklenilecek ve kısa sürede akünüz boşalacaktır.  Hassas ayarlamalar esnasında çıkıştan  kısa aralıklarla sesler geliyorsa reset tuşuna basın ses kesilirse bırakın, kesilmezse kazanç düğmesini çok hafifçe geri çeviriyoruz. Sesin ilk sustuğu yerde bırakın. Ayarlamalarınızı ses ile sessizlik arasındaki o ince çizgide  bırakın. Makineniz bu noktada oldukça hassas olacaktır. Aramalarınız esnasında çıkıştan yani hoparlörden her.gi bir ses gelmemelidir.Sesi sadece metal algılamasında duymalısınız. Hassas bir derinlik performansı için yanınızda bulunan kazma, kürek vb. metal aletleri arama başlığına göstererek derinliğinizi görselleştirebilir bu sayede  daha ince bir ayar yapabilme olanağı elde edebilirsiniz. Böylesi bir metali arama başlığına çeşitli mesafelerden göstererek derinlik  kontrolü yapın. Dediğimiz gibi formül basittir, tüm ayar düğmeleri saat yönünde çevireceğiz.Fakat bu çevirmeler uygun kompanzasyonda olacak. Delta Pulse’nin gayet kolay ve basit bir kullanımı vardır. Bu kolay kullanımı ve üstün derinlik performansı sayesende definecilere bir numara sattığımız dedektördür. Cihazınızın üzerindeki kırmızı renkli şarj lambası yanana kadar arama yapabilirsiniz. Ava her zaman full şarjlı akü ile çıkın. Normal şartlarda 1,3 amper 12 voltluk bir akü size ortalama 5 saat gidecektir. Mümkünse akünüz işinizi görecek kadar büyüklükte olsa yeter. 12 volt 7 amperlik bir aküyle ava çıkmayın. Akünün hamallığını yapmayın. Kullanacağınız akünün amperi 2,2Amperi geçmesin. 1,3 amperde fevkalade iş görüyor hem ebatıda küçük, cebinize dahi koyabilirsiniz.   Arama yaparken bobinin zedelenmemesine özen gösterin. Ayakkabınız mümkünse spor ayakkabısı olsun. Köseleli, pençeli ayakkabıların topuklarında çiviler olduğu için  arama başlığının içinde adım atarken cihaz  bu çivilerden etkilenmektedir. Daha yazacak biraz daha bilgi var ama bu kadarı size yeter..Fazla ayrıntı kafanızı karıştırabilir..…Haydi rastgele….     


Master Hunter

  • Ziyaretçi
Ynt: SORULARLA TÜM YÖNLERİYLE DEFİNECİLİK
« Yanıtla #12 : 08 Ekim 2007, 10:44:26 »
Soru: Define arama esnasında çevre güvenliğini sağlamada nelere dikkat etmeliyiz.?

Cevap: Maalesef definecilerin ençok açık verdikleri nokta burasıdır. Arazi işlek bir bölgede ise burada arama yapmanın riskli olacağını bilin. Böyle bir bölgelerde sorunsuz arama yapmak çok tecrübeli definecilerin işidir.Fakat siz ilk defalar bu işe başlıyorsanız bu gibi bölgeleri tercih etmeyin. Özellikle düz arazide arama yaparken dikkatli olun. Etrafta saklanarak kendinizi ve makinenizi kamufle edebileceğiniz ağaç altı,çukur vb. yerler bulunsun. Ani bir durumda kendinizi buralara atarsınız.Şayet arabanız ile bölgeye gelmişseniz vasıtanızı mutlaka gözden uzak biryerlere götürmelisiniz yada bir başka dostunuz arabayı oradan uzaklaştırmalıdır belli bir süre sonra sizi almaya gelebilir. İçinizden enaz bir kişi sürekli göz ile yada dürbünle dört bir yanı kontrol etmelidir. Hepiniz birden define işiyle uğraşmayın. Bir tane gözcünüz olsun. Ve bu gözcüyle sürekli haberleşin. İster gece ister gündüz olsun bu gözcü meselesini ihmal etmeyin.. Öte yandan bu işler aceleyi sevmez. Tedbirsizliği hiç sevmez. Yanınıza alacağınız ekipmanların oldukça hafif ve fonksiyonel olanlarını bulundurun.Dedektörünüz ise olabildiğince hafif olmalıdır.Çünkü engebeli arazide çok dolaşacağınızdan üzerinize binen yükün enaz olması gerekir. Gece arama yapıyorsanız lamba,fener vb. bir şey kullanmamaya dikkat edin. Biz aramalarımız esnasında Delta Pulsenin çalıştığını gösteren yeşil led lambanın dahi gece karanlığında ortalığı projektör gibi aydınlattığını gördüm..Bu lambanın üzerine siyah bir bant yapıştırmaktan başka çaremiz kalmadı. Cihaz boynunuzda olduğu için yeşil lamba tam yüzünüze vuruyor. Yanınızda elfeneri olsun. Fazla ışık vermeyen. Bunu toprağı kazdıkça aşağı bakmak için  toprağın içine yaklaştırarak kullanacaksınız. Ama kesinlikle önünüzü görmek etrafa bakmak için fener kullanmayın. Yanınıza bir parça yiyecekte alabilirsiniz.
Şayet risk oranı çok düşük,çok tenha bir bölgede iseniz uzun süreli olmamak kaydıyla fener kullanabilirsiniz.Hepsinden önemlisi ise ava çıkacağınız hissini etrafa vermeyin. Tanımadığınız bir bölgeye gittiğinizde etrafı şüphelendirecek fevri davranışlarda bulunmayın. Gayet sakin olun. Fakat kendinizden  şüphelenildiğini hissettiğiniz anda o bölgede durmayın. Burada tecrübe çok önemlidir. Şu kadar varki definecilikte yapılan hatanın  faturası ağırdır.Sözün kısası her konuda azami titizlik gösterin. Ve şunu unutmayın en büyük define sizsiniz. Sizden daha değerli define yoktur. Kendinizi riske atmayın.

Master Hunter

  • Ziyaretçi
Ynt: SORULARLA TÜM YÖNLERİYLE DEFİNECİLİK
« Yanıtla #13 : 08 Ekim 2007, 10:52:04 »
Soru: Define işaretlerine ne ölçüde güvenebiliriz? Piyasadaki define işaretlerini yorumlayan eserlerin güvenilirliği nedir.?

Bu sorununun cevabını daha önce sitemizde  yayınlamış olduğumuz “Define işaretleri Hakkında Birkaçsöz” başlıklı yazımızda bulabilirsiniz.


http://www.teknolojiekibi.com/yeni/index.php?topic=12.0


Master Hunter

  • Ziyaretçi
Ynt: SORULARLA TÜM YÖNLERİYLE DEFİNECİLİK
« Yanıtla #14 : 08 Ekim 2007, 10:55:12 »
Önümüzdeki hafta çok ilginç sorular  ve cevaplarıyla yazı dizimiz devam edecektir....
Bu arada bir müjde.... Yakında "Tüm Yönleriyle Amatör Dedektörcülük" ismiyle yepyeni bir çalışmamız yayınlanacaktır..Şu an itibariyle 86 word sayfası yazılmış durumda..Çalışmamıza hergün yeni eklentiler yapılmakta....Yılların tecrübesini sizlerin istifadesine arzedeceğiz.Bu çalışmamız tamamlandığında amatör  dedektörcülükle ilgilenenlere  faydalı olacağını umuyorum..

Herkese iyi Bayramlar....
 
MASTER HUNTER
« Son Düzenleme: 08 Ekim 2007, 11:05:40 Gönderen: Master Hunter »

Master Hunter

  • Ziyaretçi
Ynt: SORULARLA TÜM YÖNLERİYLE DEFİNECİLİK
« Yanıtla #15 : 15 Ekim 2007, 09:51:06 »



Soru: Derin arama  yaptığı iddia edilen civalı çubuklar, antenler,laptop bilgisayarlı düzeneklerin ve benzeri sistemlerin  pals dedektörlerle karşılaştırıldığında ne gibi üstünlükleri vardır..?  


Cevap: Elektronik sistemlerle yapılan define aramalarında en ideal ve güvenilir olanı pals sistem dedektörlerdir. Biz bunu bilir bunu söyleriz. Ömrümüz dağlarda,mağaralarda define peşinde geçti. Kullanmadığımız marka dedektör neredeyse kalmadı..Hepsini denedik hepsini gördük..En kötüsünü de kullandık, en iyisini de..Yine en az yanılma payıyla en yüksek verim alınan sistemlerde pals sistemlerdir..Definecilerin hemen tamamında bir derinlik tutkusu olduğu bilinmektedir. Derin arama yapabilen dedektöründe güçlü bir cihaz olması gerekir. Pals sistemlerin dışındaki vlf,bfo,t/r vb.. sistemlerin yapısında pals dedektör gibi yüksek akım anahtarlaması yapacak olan mosfet gibi elemanlar kullanılmadığından  pals sistemler kadar define tespitinde güvenilirliği ve izleme derinliği performansları yoktur. 400volt 10amperlik mosfet gücüyle toprak altında tek parada 30-40 santim gidilirken,3-5 transistör yada opampla çok birşey elde edemeyeceğimiz açıktır. Zaten arayacağımız define metal türü defineler olduğu için bunları tesbit edebilmemiz için  elektroniksel olarak geliştireceğimiz sistemler bellidir ve sınırlıdır.. Burada ya bobinin endüktansını değiştirerek, yada bobin üzerinden  gönderilen güçlü bir sinyalin metal bünyesinde topladığı akım izlenerek metal tesbiti yapılacaktır. Yoksa eline çubuğu alacaksın, havadan toprağa göstereceksin filan bunların hepsi kandırmacadır ve bu gibi cihazlardan her.gi bir beklenti içerisinde olmamak lazımdır. Yani bu cihazların verdiği yada verdiğini sandığınız sinyallere göre bir kazı girişiminde bulunursanız hayal kırıklığı kaçınılmaz olacaktır.
Çok hırslı olmak bazen hayal kırıklığına neden olabilir. Sizi bu işlerden soğutabilir. Zaten bu gibi cihazları satanlar yani bu makinaları genel olarak alan tarama yada derin arama yapan cihazlar diye tanımlarsak bu cihazların üretici firmaları çok büyük ebattaki defineler için tasarımlandığını söylüyorlar. Oysa çok büyük ebattaki mesela 100 kilo altın yada büyükçe bir küpün içerisinde doldurulmuş kilolarca altın vb. şeyler düşündüğümüzde bu gibi defineler zaten yok denecek kadar azdır. Yani işe yarayanları bu ölçekte yoktur. Amma şayet arkeolog iseniz eski bir yerleşim yeri tesbit gibi bir durum varsa çok büyük ebatlı demir vb. ne olursa olsun bana yarar diyorsanız bu cihazlar belki fayda sağlayabilir. Fayda sağlayanı t/r sistemler olabilir..Çubuklar ise tamamen safsatadır.   Bir kalemde bir yere bu oranda bir define gömüldüğüne yada bulunduğuna dair ben şahsen ömrü bu işlerle geçmiş biri olarak ne gördüm ne duydum. Şayet gören, duyan varsa ne zaman,nerede bulunmuş bize bildirirlerse istifade ederiz.Amma bize efsane anlatılmayacak. Efsanelere iş düşecekse bizde istemediğiniz kadar ondan var...Madem işimizi bilimsel yapacağız, yaş tahtaya basmayalım ve bastırmayalım...Ve fakat bir DELTA PULSE ile elde edilen buluntular deyim yerindeyse ganidir. Güçlü bir makina ayrımsız olmak durumundadır. Yapısı gereği bu böyle olacaktır. Ayrımlı olanı ise güçsüz makinadır bunu unutmayın. Bunu söylemekle pals sistemlerde ayrım var o azaman onlarda da iş yok diye düşünebilirsiniz. Pals sistemlerde yapılabilen ferro-nonferro türü bir metal ayrımı olduğu doğrudur. Oysa gerçekte bu bir metal ayrımı değil metallerin sınıflandırılarak tanınmasıdır.... Her iki özellik arasında elektroniksel olarak dağlar kadar fark vardır. Burada birbirinden tamamen farklı işlevsellikler sözkonusudur.. Fakat metal sınıflandırmasını defineci, metal ayrımı şeklinde anlamaktadır.Bu ise büyük bir yanılgıdır.
Metal sınıflandırmasında gönderilen sinyale benzer yada çok yaklaşık tepki karakteristiği veren farklı türden metaller aynı grup içerisinde değerlendirilmektedir..Manyetik olan antimanyetik olan,yada demir türü olan demir türü olmayan gibi....Dediğimiz gibi bu bir ayrım değildir. Reel kullanımdada bize faydası yoktur. Zira burada kesin olarak metal cinsi belli değildir. Kimi değersiz metaller gönderilen elekromanyetik sinyallere tıpkı değerli metaller gibi tepki verdiklerinden kesin bir ayrım sözkonusu olmamaktadır..
Elektroniksel temelli metal dedektörlerde ayrıma benzeyen birşeyler vardır ve bu doğrudur. Ve fakat gerçek anlamda bilinen tüm metal türlerini tek tek tanrıyan bir ayrım yoktur. Esasen böyle bir sistemde yoktur. Bu kural tüm sistemler ve tüm marka dedektörler için geçerlidir. Dedektör mü bilki metal ayrımı yoktur. İsterse ön panelinde yüz tane ayar düğmesi olsun, 17 inç lcd ekranı olsun durum aynıdır...Siz bakmayın piyasadaki süper ayrımlı, tek tek ayıran vs. filan reklamlara külliyen hepsi yalan...Dediklerinin onda biri doğru olsa dürüst kabul edicem..Yarısı değil onda biri...Bu kadar sallamaya pes doğrusu...
Aynı durum bazı ithal dedektörlerde de var. Onlardada yalanın bini bir para...
............................................................
O zaman ne yapacağız diye sorulursa yine ilk başta dediğimiz noktaya geliyoruz. Şimdi elektronik devreler içerisinde ddektörlerin farklı bir konumu vardır. Eğri oturup, doğru konuşmak gerekirse bu cihazlar genelde arazi şartlarında ve  gece aramalarında,gizli,saklı  kullanılacak cihazlar olduğundan pratik kullanımı olması istenilen cihazlar. Dolayısıyla en az teferruatla en optimum performans alınacak şekilde dizayn edilmelidirler. Aciliyet istenilen kimi durumlarda anında definecinin beklentilerine cevap vermelidir. Hemen kullanıma geçip istenilen bölge taranabilmelidir. Amma yaptığımız bir televizyon devresi olsa ekle ekleyebildiğin kadar program ve teferruat.
.....................................................
Dolayısıyla yapılan bir dedektörün definecinin önüne koyabileceğimiz arkasında durabileceğimiz mahçup olmayacağımız bir sistem olması gerekir. Yoksa "saldım çayıra, mevlam kayıra" türü bir cihaz yapıpta defineciye arzedersek şikayetlerin arkası kesilmez. Aynı zamanda sadece defineciler yani müşterilirimiz açısından değil amatörler açısındanda verdiği emeğe değecek sağlıklı performans alınabilen,daha önceleri birçok definecinin test edip memnun kaldığı sistemleri kendilerine tavsiye etmeliyiz.Bugün net üzerinde binlerce metal dedektörü şeması bulabilirsiniz.amma bunların yüzde doksanından fazlasını ben şahsen müsterilerime yada amatör arkadaşlarıma tavsiye edemem. Fakat el işçiliğini geliştirmek açısından,deneme,test amaçlı yapacaksa ne yaparsa yapsın. Orası başka..Ama profesyonel anlamda birşeyler sözkonusu olacaksa işin rengi birden değişir. Net üzerinde bu anlamda birkaç şema bulabilirsiniz. İşte DELTA PULSE,SNIFFERXR71,HAMMERHEAD  dedektörler böylesi cihazlardır.
Pals sistemlerin yukarıdad değindiğimiz gibi dezavantajlı yönü en az olan sistemlerdir. Mutlak anlamda sıfır dezavantajlı olan bir dedektör sistemi yoktur. Kiminin yanılma payı vardır, kimi tenekeye altın sinyali verir,kimi küp,kiremit kırıklarına sinyal verir,kimisi ayrımlıdır 10-15 santimden başka çekmez bunuda toprak üzerinden 10 santim yukarıdan şayet tarama yapıyorsanız şöyle bir doğa yürüyüşü yapıp gelirsiniz.Filan falan derken hepsinin az çok negatif yönleri vardır. Fakat en az negatif, en çok pozitif yönü olan pals sistemlerdir. Daha öncede dediğim gibi bir delta pulsenin yada snifferin tahtını sallayacak bir dedektör zor tasarımlanır diye düşünüyorum.
Bunları derken şu anlaşılmasın.Burası elbette teknik bir sitedir..İstediğiniz farklı sistemlerden dedektör şemaları üzerinde çalışabilirsiniz ve çalışın..istediğiniz devreyi yapın. Ve fakat bu cihazları sakın definecinin önüne alternatif olarak sunmayın..Sunacaksanız bilinmesi gereken noktalarını izah edin. Yoksa biri çıkarda sizden birinden aldığım makina rezalet birşey çıktı,şöyledir,böyledir filan gibi birşeyler derse hem durduk yerde polemik ortamı yaratırsınız hemde sitenin kariyerini çizdirirsiniz.. Ve fakat ben yaptım çalışıyor, sizde deneyin filan gibicesinden birşeyler denilebilir. Ben şahsen DELTA PULSE'den şimdiye kadar şeytan kulağına kurşun tek şikayet almadım. Bir tane bile yok...Kime verdiysem hepsi memnun.. Çünkü DELTA PULSE adam gibi dedektör...Karşı tarafa mahçup olmamak için ne sıkıntılar çekiyoruz, ne emekler veriyoruz  bilemezsiniz. Yani en iyisini, en kalitelisini sunalım bunlar üzerinde yoğunlaşalım demek istiyorum. Ki, karşı tarafında başı ağrımasın, bizimde başımız ağrımasın. Hem sonra diğer sistemler define yeri tesbit edebilse bile definene yerini ucu ucuna bulabilme konusunda yetersiz kalmaktadırlar. Cihaz bir yere sinyal veriyor gibi sanki ama nereyi kazacağız? İşte Pals sistemlerde böyle bir sorunda yoktur.
..........................................
Öte yandan hangi sistem dedektör olursa olsun küçük metalleri düşük mesafeden, büyük ölçekli metalleri ise yüksek mesafeden algılar. Bu pi,vlf,bfo,t/r tüm bobinli sistemler  için geçerlidir. Burada en optimum performans aldığımız sistem reel kulanımda bize fayda sağlayacaktır.Bu sistem ise yine pals sistemlerdir. Deniliyorki pals sitemlerde derinlik performansı çok iyi ama metal ayrımı yok. Bende soruyorum hangi sistem dedektörde metal ayrımı var? Hiçbirinde yok..Peki kandırılıyor muyuz? Eh..! biraz öyle sanki..Şimdi az çok ayrıma benzer bişeyler yapan ama ayrım yapamayan bir sistem veriyoruz(vlf)bu seferde "bunda derinlik yok" diyor.Ben bazı müşterilerimden piyasadan satın aldıkları vlf dedektörleri güçlendirmek için bana göndermişlerdir. İçini açıyorum bakıyorum her taraf opamp...Pals sistemler gibi mosfet kullanılmadığından derinlik çok komik düzeylerde.Zaten derin aramalarda sağlıklı bir ayrım yapılamaz.Ayrımlı olsa bile..isterse havada tüm metalleri tek tek tanısın,toprağa vurduğun zaman makina çuvallar...Onun için çok düşük derinlikten sınırlıda olsa ayrıma benzer birşeyler vlf sistemlerle yapılabiliyor. Fakat bu sistemlerdeki derinlik profesyonel bir avcıyı tatmin etmekten çok uzaktır. Benim en son kullandığım Whites Classic II marka ingiliz malı ithal dedektör 20 cmlik başlıkla tek parayı 13 santimden yakalamıştı. 13 santim algıladığı en uzak mesafe yani uzaktan yakına doğru metal yaklaştırıldığında ilk sinyalin alındığı nokta..9-10 santimden daha net ses sinyali veriyor. E şimdi soruyorum sizce bu dedektör müdür, oyuncak mıdır? Bu vb. dedektörlerle araziye çıkan bir avcının aklına acırım. Şu halde 10-15 santimden ayrım yapsak nolur, yapmasak nolur?   Zaten dediğimiz gibi birde acemi definecinin elindeyse bu cihaz şayet toprak üzerinden 10-15 santim yukarıdan götürerek başlığı arama yapıyorsa hayrını gör..El elde, baş başta...Bu cihazlarla arama başlığını toprağa sürtünürek götürülürse şayet derinlik toprak altında max. 10-15 santim dolaylarındadır. Burayı iyi kavrayın. Yoka televizyon reklamlarındaki gibi arama başlığını yerden 20-30 santim yukarıda götürerek filan define aranmaz. Sadece doğa yürüyüşü yapılır. Bu cihazların max. gideceği derinlik 40-50 santim dolaylarındadır. Büyük ebatlı metaller için...Piyasadaki dedektörlerin yüzde doksanı vlf sistemli metal dedektörlerdir. Ve bunların hiçbirisi basit bir pals dedektörün verdiği dernlik performansını veremez. Hele DELTA PULSE'nin eline su dökemezler..
.................................................
Bunları söylerken reel kullanım açısından meseleyi ele alıyoruz. Birebir arazi şartlarında olayı değerlendirmeye çalışıyoruz. İstiyoruzki Türk definecisine ve amatörüne tatmin edici bir dedektör sunabilelim.Bunun gayretindeyiz. Yoksa çalışma masanda istedğin dedektörü yap ama bu cihazı arazide benim elime verme...  
....................................................
Dolayısıyla defineci dedektörlerin ne olup ne olmadığın bilmelidir. 3-5 yalan yanlış piyasa reklamlarına bakıpta bizim başımızı ağrıtmamalıdır.. Pekala piyasada iyisi yok mu? Vardır mutlaka da ben daha görmedim. Yada bana rastgelmedi. Bugün enaz 10 tane yerli üretim yapan dedektör firmasını tanırım.  E şimdi adamlarda haklı..Doğru konuşunca malını satamıyorki...Şimdi sana kalkıp 10-15 santimden tek parayı algılıyor dese alır mısın adamların makinasını? Ne mümkün..Ama 7 metre deyince gözün açılıyor dimi?  Daha sonrada gönder master huntere aman makinamı güçlendir abi filan...Amma bizi baştan dinleseydin bunlar olmayacaktı. Yok canım bu gidişle kesin sakal bırakıcam...
.................................................
Bunları yazarken yan cebime koyun filan demiyorum. Size olayı tüm çıplaklığıyla arzediyorum. Çoluğun çoçuğun rızkından kesipte eşşek yükü paraları beş para etmez makinalara yatırmayın diyorum.Piyasanın onda bir, yirmide bir fiyatına dedektör yada kit  satışı yapan vede piyasadakilerden on kat daha iyi dedektörü böylesi hesaplı bir fiyata sunduğumuz için bize teşekkür etmeniz gerekmez mi? Ve özellikle tüm çıplaklığıyla konuyu size arzettiğimiz için...Bu açıklamalarımız sayesinde kim bilir kaç milyar cebinizde kalıyor.  
Benim piyasadaki meslektaşlarıma bir düşmanlığım yok. Kimseyle de bir alıp veremediğim yok. İsteyen istediği yerden cihazını alabilir.Kimsenin rızkına mani olmak gibi bir niyetim yok ve olamaz. Zaten burada kendi halinde bir teknik siteyiz. Öyle uzun boylu birşeylerimizde sözkonusu değil. Ancak biz her zaman bir  alternatif olarak buradayız.. Bu sektöre yeni bir soluk getirdiğimizi düşünüyoruz...
.......................................................
 






      

Master Hunter

  • Ziyaretçi
Ynt: SORULARLA TÜM YÖNLERİYLE DEFİNECİLİK
« Yanıtla #16 : 15 Ekim 2007, 09:52:08 »
DEVAMI........


Bir başka konu ise; Definecilerin şüphelendikleri bölgede yaptıkları aramadan sonra bir gömü bulumadıklarında ümitsizliğe kapıldıklarını hatta definecilikten soğuduklarını görüyorum. Kimisi birşey bulamadığı zaman ya makineye kabahat bulur yada makinayı imal eden teknisyene..Amma şayet ele birşeyler geçerse makinada dünyanın en iyi makinası oluyor teknisyende en uzman teknisyen oluyor....
Zaten genelde defineciler uzun süredir şüphelendikleri, üzerinde yoğun olarak dedikodu yapılan, söylentisi bol olan bölgeleri taramak için dedektör satın aldıklarını biliyoruz.Dedektörü alır almaz hemen bu gibi bölgelere gidilmekte ve arama faaliyetine geçilmektedir. Şayet birşeyler varsa ne ala...Amma birde yoksa artık bir panik ve ümitsizlik psikolojisiyle ne yapacağını şaşırır.Şimdi şöyle bir düşünelim.Bu konunu iki boyutu var. Tıpkı Nasreddin hocanın hesabı kazan doğurduğu zaman iyide öldüğü zaman ne oluyor..? Bu bir..ikincisi ise bildiğiniz gibi zaten biz piyasanın onda bir fiyatına dedektör satıyoruz. Buda full dedektör olursa..Şayet kit halinde alırsanız çok daha ucuza geliyor. Şimdi aynı  hatta daha düşük performanstaki bir dedektörü piyasadan 3000-4000Ytl aralığında alacağınıza 300-400Ytl'ye satın alıyorsunuz. Diyelimki memnun kalmadınız...3000-4000Ytl'yi mi sineye çekmesi daha kolaydır yoksa 300-400Ytl'yi mi? Düşündüğünüz yerde define olmadıktan sonra milyon dolarlık dedktör olsa ne yapabilir...Bir bölgede define dedikodularının, söylentilerinin çok olması orada define olacağı anlamına gelmez. Avantajıyla dezavantajıyla bu işi kabul edeceksiniz. Defineci şunu çok iyi bilecek...Durup duruken dedektör hiçbir şey yapmaz.dedektörü kullanacak kişi sizsiniz.Sizin arazi tecrübeniz, dedektör kullanma beceriniz ne kadarsa başarı oranınızda o kadardır. Önce toprak yapısı hakkında kapsamlı bir bilgiye sahip olmalısınız. Her sakallı dedemiz olmadığı gibi dedektörün verdiği her sinyalde metal değildir. Bunları bileceksiniz. Zorlukları aşacaksınız. arazi yapısında dikkat edilmesi gereken konuları bir üst yazılarımda açıkladım. Aynı makinayla aynı bölgeye sen girsen farklı netice alırsın, ben girsem farklı netice alırım. Niçin? Hem arazi yapısı hakkında kapsamlı bir deneyimimiz var, hemde kullandığımız makinanın ciğerini biliyorum. Elbette bunlar bir anda değil uzun yılların tecrübesinden sonra ancak mümkün olabilmektedir. Define yüzde elli dedektörün performansı; yüzde elli definecinin tecrübesine bağlı olarak tespit edilir. Tek başına makina hiçbir şey yapamaz. Hangi marka olursa olsun. Definecilikte verim alınabilmesi için tecrübeli defineci ile yüksek performanslı dedektörün buluşması şarttır. Aksi takdirde arazide gezer durursunuz.Deneyimsiz bir definecinin bu işlerden çokta birşey elde edemeyeceği açıktır...Bi bu sitede makina ile ilgili her konuda size yardımcı oluruz. Ancak dediğimiz gibi herşey makinayla bitmiyor. Profesyonel bir avcı arazi yapısından tut makinasını en fonksiyonel kullanımına kadar uzmanlaşmış kişidir. Ve fakat böyle definecilerde yok denecek kadar azdır. Profesyonel bir avcı pals sistemlerden şaşmamalıdır.Biz bunu bilir bunu söyleriz. Daha öncede dediğimiz gibi piyasadaki dedektör üreticileri sırf işin işine bir parça metal ayrımı katalım diye vlf dedektörler imal etmektedirler. Fakat vlf sistem dedektörler hobi dedektörleridir. Bu dedektörlerle ciddi anlamda definecilik yapamazsınız.Benim 1991 ve 1993'te aldığım iki dedektör o zamanın en iyi vlf dedektörleriydi. Halen aynı markalar satılıyor..Şimdi fiyatları ucuzladı tabi..Ve bu cihazları 6 sene kadar kullandım sonunda avucumu yaladım. Amma bir delta pulse  hem madden hem manen beni tatmin etti. Ayrıntısına gerek yok..Ben pals sistem dedektörlerin dışındaki sistemlere dedektör demiyorum zaten..Oyuncak diyorum...Oyuncak  istiyorum diyorsanız saygı duyarız..Size bunları anlatıyoruzki tecrübe edilmişi tecrübe etmeyin diye..
.............................................
Dolayısıyla bu işten netice almak istiyorsak kendimizi geliştireceğiz. Bol bol araziye çıkacağız, dedektörün performansını gözlemleyeceğiz,hangi arazide ne oluyor vs. bileceğiz zaten size gönderdiğimiz kullanma klavuzuna göre makinamızın ayarlamalarını yapacağız. Elbette boşa kazma salladığınız yerler olacak. Armut piş ağzıma düş hiçbir işte yoktur. Dedektörler sadece sizin işinizi kolaylaştırmaktadır. Dedektörünüzle bütünleşmeniz gerekmektedir. aksi takdirde minerale,küp kırığına kazma sallar durursunuz. İşte işin bu yönü tecrübenizle alakalıdır. Bunu ise biz buradan yazmayla çizmeyle size veremeyiz. O kısım sizin yeteneklerinize bakar. Yani bu delta pulsenin hammerheadin sorunu değilki. Ben şahsen dünyanın en iyi ve en pahalı pals dedektörü olan Minelab GP3500'ü birebir arazide kullandım. Tecrübeniz yoksa elinizde böyle 4000 dolarlık makinada olsa beş para etmez yaptığınız iş...Bu dedektörde özellikle  demir minerali içeren topraklara tıpkı define sinyali gibi sinyal veriyor. Kazıyorsun ortada birşey yok.Var aslında ama makina görüyor sen göremiyorsun. İşte burada tecrübe belirleyici rol oynar.İşin en can alıcı yeri burasıdır. Toprağa  rengine baktığında, eline aldığında olayı çözeceksin...Tanıyacaksın toprağı...Hiç olmazsa bir fikir alırsın..Şu dediğimi bir yere yazın unutmayın:"Hangi sistem dedektör olursa olsun, hangi marka dedektör olursa olsun toprağın olumsuz koşullarından etkilenir.Yanıltıcı sinyal verir" Onun için metal ayrım işlevinin gerçek arazi şartlarında bir kıymeti yoktur diyoruz. Böyle ortamlarda yapılan ayrımada güvenilmez. Yukarıda makina değersiz metal sinyali veriyordur halbuki aşağıdaki değerlidir. Veya tam tersi...Araya mineraler madensel tuzlar vs. girer değerliyi değersiz yapar,değersizi değerli....Yani ayrımlı makinalarada yüzdeyüz güvenmeyin. Yine ayrımsız makinaların yaptığı hatalar bir dereceye kadar sineye çekiliyor ama,ayrımlı makinaların yaptığı hatalara ben şahsen hiç tahammül edemiyorum. Altına teneke sinyali verilir mi yav? Ne yapıyım ben bu cihazı at gitsin çöpe... Vatandaşın biri böyle yerli üretim yapan bir firmayı arıyor Gümüşhane' den diyorki: "Sayın yetkili, firmanızdan aldığım ...... marka  dedektörün toprak ayarı tutmuyor burada..Ne yapacağımızı şaşırıyoruz." Şimdi yetkilinin verdiği cevaba bakın ve hizaya gelin: "Efendim,Aldığınız cihazın toprak ayarı  İstanbul topraklarına göre proğramlandığı için Gümüşhane topraklarında sorun yaşayabilirsiniz.Biz istanbul topraklarına göre sistemi tasarımladık." Yani İstanbul il sınırlarını terkedince her nedense dedektörümüz tanımadığı topraklar olduğu için sorunlar yaşıyor. Amma İstanbul il sınırları içerisinde sorunsuz toprak ayarı yapılabiliyor. Niçin? Cihazımız İstanbul topraklarını tanıyor,biliyor ve  seviyor...Şu halde defineyide yine İstanbul il sınırları içerisinde aramamız lazımki sorunsuz bir toprak ayarı yapabilelim dolayısıylada defineyi bulabilelim.  Evet..Yetkilinin cevabından aynen bu anlaşılıyor. Hadi işi bilmeyenlere bu zırvaları yutturuyorsunuzda işi bilenlere ne cesaretle yutturmaya kalkıyorsunuz pes doğrusu..Yani ben şahsen kırk yıl düşünsem böyle bir yalanı icat edemem. İçinizde bir tane dürüstünüz olsun be yav. Dişimi kıracam dişimi...
...............................................
O zaman nasıl oldu, işin  büyük kısmı yine size bakmaktadır diyoruz...
Konuyla ilgili daha önceki yazılarımı okunursa definecilikle ilgili oldukça fazla ipuçlarına ulaşacaksınız. Ben bu vesileyle konunun bu yönününde aydınlatılmasının doğru olacağını düşündüm.


Esen kalın........


MASTER HUNTER............

..................................




okumus3

  • Ziyaretçi
Ynt: SORULARLA TÜM YÖNLERİYLE DEFİNECİLİK
« Yanıtla #17 : 16 Şubat 2009, 12:20:25 »
güzel bir  çalışma teşekkürler.

Çevrimdışı tarikkoc

  • Yüzbaşı
  • ***
  • İleti: 111
  • Cinsiyet: Bay
Ynt: SORULARLA TÜM YÖNLERİYLE DEFİNECİLİK
« Yanıtla #18 : 16 Şubat 2009, 16:20:23 »
master hunter eline emeğine sağlık

Çevrimdışı oğuzlu

  • Onbaşı
  • İleti: 13
Ynt: SORULARLA TÜM YÖNLERİYLE DEFİNECİLİK
« Yanıtla #19 : 26 Ekim 2011, 10:09:11 »
Sayın master hunter  abimiz harbiden sana bu açıklamaların ve şu sahtekarların maskesini düşürdüğün için çok çok teşekkür ediyor allah razı olsun diyorum